It's very unusual for you and Tom to disagree.
- Senin ve Tom'un aynı fikirde olmaması çok olağan dışı.
Do you sense something unusual?
- Olağan dışı bir şey hissediyor musun?
Mary got extraordinary grades.
- Mary olağandışı notlar aldı.
Mary is an extraordinary woman.
- Meri olağandışı bir kadın.
It's unusual for Tom to be late.
- Tom'un geç kalması olağandışıdır.
Tom is pretty unusual.
- Tom oldukça olağandışı.