This is unusual weather.
- Bu olağan dışı bir hava.
Do you sense something unusual?
- Olağan dışı bir şey hissediyor musun?
Mary is an extraordinary woman.
- Meri olağandışı bir kadın.
Tom is an extraordinary jumper.
- Tom olağandışı bir atlamacıdır.
Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
- Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
Tom is pretty unusual.
- Tom oldukça olağandışı.