olağan dışı

listen to the pronunciation of olağan dışı
التركية - الإنجليزية
unusual

It's very unusual for you and Tom to disagree. - Senin ve Tom'un aynı fikirde olmaması çok olağan dışı.

I take it that's unusual. - Sanırım o olağan dışı.

abnormal
unheard-of
deviant
quite something
preternatural
olağandışı
{s} extraordinary

Mary got extraordinary grades. - Mary olağandışı notlar aldı.

Tom is an extraordinary jumper. - Tom olağandışı bir atlamacıdır.

olağandışı
peculiar
olağandışı
esoteric
olağandışı
deviant
olağandışı
particular
olağandışı
out of the way
olağandışı
offbeat
olağandışı
uncommonly
olağandışı
uncommon
olağandışı
special
olağandışı
{s} unusual

Tom is pretty unusual. - Tom oldukça olağandışı.

Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year. - Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.

olağandışı
unusual, out of the ordinary; extraordinary; abnormal
olağandışı
unusual, exceptional; abnormal, strange
olağandışı
singular
olağandışı
abnormal
olağandışı
unwonted
olağandışı
out of the common
olağandışı
out of the ordinary
olağandışı
preternatural
olağandışı
freak
التركية - التركية
Olağan olmayan, gayritabiî
gayritabii
normalüstü
sıra dışı
olağan dışı
المفضلات