My last husband was really stupid.
- Son kocam gerçekten aptaldı.
He proved to be an ideal husband.
- İdeal bir koca olduğunu ispat etti.
He has enormous fingers.
- Onun kocaman parmakları vardır.
She lives alone in a house of enormous dimensions.
- Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.
This is the first time I've seen a strawberry this huge.
- Böyle kocaman bir çileği ilk defa görüyorum.
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
This man is not my husband.
- Bu adam benim kocam değil.
They pretend to be man and wife.
- Onlar karı kocaymış gibi davranıyorlar.
The universe is a large school.
- Kainat kocaman bir okul.
The universe is a large school.
- Evren kocaman bir okul.
Her husband's illness caused her great anxiety.
- Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı.
The news that her husband had been killed in an accident was a great shock to her.
- Kocasının bir kazada hayatını kaybettiği haberi ona büyük bir şok oldu.
What is that big building in front of us?
- Önümüzdeki bu koca bina nedir?
He used a big piece of paper to make the bag.
- Torbayı yapmak için koca bir parça kağıt kullandı.
That's just an old wives' tale.
- O sadece bir kocakarı masalı.
Mary complained about her husband again - the same old story.
- Mary kocası hakkında yine yakındı - aynı eski hikaye.
My hubby and I used to go mountain climbing together.
- Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.
Mary's hubby is chubby.
- Mary'nin kocası tombul.
A widow is a woman whose spouse has died.
- Dul kocası ölmüş bir kadındır.