Kamyonun bir debriyaj arızası vardı.
- The truck had a clutch failure.
O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.
- He tried to kill himself but it ended in failure.
Başarı ya da başarısızlık ikisi de benim için aynıdır.
- Success or failure is all the same to me.
Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.
- My mother was disappointed by my failure.
Parti bir fiyaskoydu.
- The party was a failure.
Tek bir hata, ve sen bir fiyaskosun.
- A single mistake, and you are a failure.
Hata için sen suçlanacaksın.
- You are to blame for the failure.
Hatası için kötü şansını suçluyor.
- He blames his failure on bad luck.
Batmanın eşiğindeyiz.
- We're on the border of failure.
True it is Argall lost his voyage, but we revictualled him, and sent him for England, with a true relation of the causes of our defailments .
That film was a turkey.
We don't tolerate failure.
- We do not tolerate failure.
We do not tolerate failure.
- We don't tolerate failure.
... like this was a destined failure is another way ...
... like heart failure and kidney failure. ...