yenileme

listen to the pronunciation of yenileme
Türkisch - Englisch
renewal
renovation
renovating
rehabilitation
innovation
(Ticaret) replenishment
face-lifting
touchup
(Bilgisayar) do not refresh
reclamation
failure
resurrection
activation
refurbishment
(Askeri) replacement materiel
reconditioning
instauration
face lifting
novation
revision
regeneration
restoration
(Hukuk) renovation, renewal
renewal; replacement
replacement
refroit

İşletmede olan bir teçhizatda bazi bölümlerin değiştirilerek o teçhizatın yeni özellikler kazanıcak şekilde yenilenmesi.

redintegration
yenilemek
renew

I have to renew my passport. - Pasaportumu yenilemek zorundayım.

I congratulate him and Governor Palin for all they have achieved, and I look forward to working with them to renew this nation's promise in the months ahead. - Başardıkları her şey için onu ve Vali Palin'i tebrik ediyorum ve önümüzdeki aylarda bu milletin sözünü yenilemek için onlarla çalışmaya can atıyorum.

yenilemek
renovate
yenileme ihbarı
(Sigorta) renewal notice
yenileme oranı
(Bilgisayar) refresh rate
yenileme süresi
(Bilgisayar) renewal period
yenileme teorisi
renewal theory
yenileme veya
renewal
yenileme alanı
(Bilgisayar) refresh field
yenileme anahtarları
(Bilgisayar) re-keys
yenileme aralığı
(Bilgisayar) renew interval
yenileme birimi
(Ticaret) replacement unit
yenileme denetimi
(Bilgisayar) refresh control
yenileme değeri
(Ticaret) replacement cost
yenileme durumu
(Bilgisayar) refresh status
yenileme dönemi
(Bilgisayar,Teknik) regeneration period
yenileme eğitimi
(Havacılık) refresher training
yenileme fiyatı
renewal price
yenileme hakları
(Ticaret) renewal rights
yenileme inşaatı işleri
(İnşaat) innovative construction work
yenileme istenmiyor
(Sigorta) renewal not required
yenileme maliyeti
(Ticaret) renewal cost
yenileme opsiyonu
(Ticaret) roll over option
yenileme primi
(Ticaret) reinstatement premium
yenileme sertifikası
(Bilgisayar) renewal cert
yenileme sözleşmesi
(Politika, Siyaset) novation agreement
yenileme yatırımı
(Ticaret) replacement investment
yenileme yöntemi
(Ticaret) replacement method
yenileme ünitesi
regenerating unit
yenileme ışığı
(Bilgisayar) repeat led
yenilemek
revamp
yenilemek
make over
yenilemek
brush up
yenilemek
refresh
yenilemek
replace
yenilemek
modernize
cilt yenileme
skin resurfacing
kentsel yenileme
urban regeneration
tepki yenileme
abreaction
yenile
(Bilgisayar) refresh

Can someone refresh my memory? - Birisi hafızamı yenileyebilir mi?

Did you refresh the page? - Sayfayı yeniledin mi?

yenilemek
repeat
yenilemek
move on
yenilemek
make new
yenilemek
reinvigorate
yenilemek
(deyim) see the light
yenilemek
update
yenilemek
novate
yenilemek
renew-to
yenile
recondition
yenile
renew

Tom wasn't sure they would renew his visa. - Tom onların onun vizesini yenileyeceklerinden emin değildi.

I need to renew my subscription. - Benim aboneliğimi yenilemem gerekiyor.

yenile
make new
yenile
{f} renovated

They renovated their grandmother's house and brought in modern furniture. - Onlar büyükannelerinin evini yenilediler ve modern mobilyalar getirdiler.

My neighbor renovated his house completely. - Komşum evini tamamen yeniledi.

yenile
restore

I feel completely restored after a week in the country. - Ülkede bir haftadan sonra tamamen yenilenmiş hissediyorum.

The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management. - Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.

yenile
{f} reconditioned
yenile
renovate

My neighbour totally renovated his house. - Komşum evini tamamen yeniledi.

They renovated their grandmother's house and brought in modern furniture. - Onlar büyükannelerinin evini yenilediler ve modern mobilyalar getirdiler.

yenile
{f} renewed

Curtains and carpets were renewed. - Perdeler ve halılar yenilenmişti.

I haven't renewed my subscription. - Aboneliğimi yenilemedim.

yenilemek
recondition
yenilemek
regenerate
yenilemek
reconstitute
yenilemek
redintegrate
yenilemek
restore

The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management. - Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.

sürü yenileme
flock replacement
yenile
update
Yenilemek
erase
bilet yenileme
ticket renewal
darbe yenileme
pulse regeneration
darbe yenileme
pulse restoration
envanter stok yenileme oranı
inventory turnover
kayıt yenileme
re registration
kısmi yenileme
(Hukuk) partial replacement
lisans yenileme
(Ticaret) licence license renewal
motor yenileme
engine overhaul
nakliye ve yenileme
(Otomotiv) transportation and recovery
perakende yenileme
(Bilgisayar) retail renewal
pozisyon yenileme
(Ticaret) rollover
yenile
remould
yenile
redo
yenile
retread
yenilemek
to replace (something old) with something new
yenilemek
rebuild
yenilemek
refurbish
yenilemek
(Hukuk) to renew
yenilemek
rejuvenate
yenilemek
to renew; to replace; to renovate; to repeat
yenilemek
to repeat, reiterate
yenilemek
vamp up
yenilemek
to renew (a contract)
yenilemek
re-create
yenilemek
touch up
yenilemek
to renovate, renew, restore
yenilemek
reface
yenilemek
to replace (an employee who has been with one's firm for a time) with someone new
yenilemek
re create
Türkisch - Türkisch
Yenilemek, yeniden yapma işi: "Biraz sonra kadın, kucağında tabaklar, şişeler, bardak ve kadehlerle geldi, sofrayı yenilemeye başladı."- Y. K. Karaosmanoğlu
Yenilemek, yeniden yapmak işi
(Hukuk) TECDİT
yenilemek
Bir kimse veya bir şeyin yerine yenisini koymak: "Fatih Sultan Mehmet onu onarttığı gibi, III. Murat da 1582 yılında yenilemiştir."- S. Birsel
yenilemek
Bir işi bir kez daha yapmak, tekrar etmek
yenilemek
Bir kimse veya bir şeyin yerine yenisini koymak
yenileme
Favoriten