eventually, at last; in a final manner

listen to the pronunciation of eventually, at last; in a final manner
Englisch - Türkisch

Definition von eventually, at last; in a final manner im Englisch Türkisch wörterbuch

finally
nihayet

O, nihayet IBM'in başkanı oldu. - He finally became the president of IBM.

Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular. - After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.

finally
en sonunda

Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı. - Tom and Mary were finally alone.

En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim. - I finally found my way out of the confusing maze.

finally
tamamen

Tom ve Mary nihayet tamamen yalnızdı. - Tom and Mary were finally completely alone.

finally
bir de

Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur. - It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.

Tom sonunda Mary'den bir ders kitabı aldı. - Tom finally got a text from Mary.

finally
velhasıl
finally
kesin olarak
finally
sonunda

O, sonunda IBM'in başkanı oldu. - He finally became the president of IBM.

Sonunda,gerçeği öğrendik. - Finally we have learned the truth.

finally
sözün kısası
finally
son olarak

Son olarak, birisi konuştu. - Finally, someone spoke.

Son olarak, delegeler oy kullandı. - Finally, the delegates voted.

Englisch - Englisch
finally
eventually, at last; in a final manner
Favoriten