en sonunda

listen to the pronunciation of en sonunda
Türkisch - Englisch
finally

Tom and Mary were finally alone. - Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı.

I finally found my way out of the confusing maze. - En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim.

ultimately
at last

At last, he realized his error. - En sonunda hatasını anladı.

The snow-flakes seemed larger and larger, at last they looked like great white fowls. - Kar taneleri, en sonunda büyük beyaz kuşlara benzeyene kadar büyüdü de büyüdü.

after all
eventually

Fadil eventually converted to Islam. - Fadıl en sonunda İslam'a geçti.

The police eventually arrested Tom. - Polis en sonunda Tom'u yakaladı.

(deyim) in the long run
in the end
broadly
at full length
at length
at last, at long last, finally, eventually, at length
at long last