Sana her zaman çok hayran oldum.
- I've always admired you enormously.
Tom çok yetenekli bir müzisyen.
- Tom is an enormously gifted musician.
Aşırı derecede eğlendim, inan bana.
- I enjoyed myself enormously, believe me.
Sami bir geliştirici olarak son derece başarılı oldu.
- Sami became enormously successful as a developer.
Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.
- She lives alone in a house of enormous dimensions.
Fil kocaman bir yaratıktır.
- The elephant is an enormous creature.
Bu ufacık gelişmenin yanında suç işlenmesindeki muazzam artış, muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır.
- This slight improvement has to be set against an enormous increase in crime.
Tom muazzam bir potansiyele sahiptir.
- Tom has enormous potential.
Fil kocaman bir yaratıktır.
- The elephant is an enormous creature.
Onun kocaman parmakları vardır.
- He has enormous fingers.
O, çok büyük bir evde yaşar.
- He lives in an enormous house.
Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var.
- Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.
Filler iri bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
Tayfundan gelen hasar büyüktü.
- The damage from the typhoon was enormous.
O, çok büyük bir evde yaşar.
- He lives in an enormous house.
Aşırı derecede eğlendim, inan bana.
- I enjoyed myself enormously, believe me.
He was enormously popular.
all shall be rather enforced than hindered, except they be dismembered, or grievously deformed, infirm, or visited with some enormous hereditary disease is body or mind .
... it's enormously attractive. ...
... going to have throughout your lifetime. Believe me, you will have a job, it will be enormously ...