He left an immense fortune to his children.
- Çocuklarına çok büyük bir servet bıraktı.
She seems to take immense pleasure in playing with children.
- O, çocuklarla oynamaktan çok büyük zevk alıyor gibi görünüyor.
Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
- Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
Moving a huge boulder is going to be very hard.
- Çok büyük bir kaya parçasını hareket ettirmek çok zor olacak.
You're making a huge mistake.
- Çok büyük bir hata yapıyorsun.
Tom is taking a tremendous chance.
- Tom çok büyük bir risk alıyor.
The new building is enormous.
- Yeni bina çok büyüktür.
An elephant is an enormous animal.
- Bir fil çok büyük bir hayvandır.