Sıcak bir şöminenin yanında oturmak hoştur.
- It's nice sitting alongside a hot fireplace.
Yaşlı çift yan yana oturuyordu.
- The old couple sat side by side.
İki ev yan yana durur.
- The two houses stand side by side.
Tom'la yan yana çalıştım.
- I worked alongside Tom.
İki ev yan yana duruyor.
- The two houses stand alongside of each other.
Göletin yanında bir adam var.
- There is a man by the side of the pond.
... We'll take one on this side. ...
... on your left side. ...