Let me out, somebody. I'm locked in.
- Birisi beni dışarı çıkarsın. İçeride kilitli kaldım.
I'm sure he's going to be somebody someday.
- Onun bir gün birisi olacağından eminim.
I heard someone knock on the door.
- Birisinin kapıyı çaldığını duydum.
Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life.
- Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.
Tom doesn't have time right now to talk to anyone.
- Tom'un şu anda birisiyle konuşmak için vakti yok.
Anyone can cultivate their interest in music.
- Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
One of them is lying.
- Onlardan birisi yalan söylüyor.
One of them will have to go.
- Onlardan birisi gitmek zorunda kalacak.
One won’t hear much music in that pub.
- Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
One of my favorite tunes was playing on the radio.
- En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.
Tom doesn't have time right now to talk to anyone.
- Tom'un şu anda birisiyle konuşmak için vakti yok.
Tom isn't the kind of person who is intimidated by anyone or anything.
- Tom birisi ya da bir şey tarafından gözdağı verilen insan türü değildir.
He is very slow at making friends with anybody.
- Birisiyle arkadaş olmada çok yavaş.
I don't think Tom killed anybody.
- Tom'un birisini öldürdüğünü sanmıyorum.
Somebody has broken this dish.
- Biri bu tabağı kırdı.
Somebody had drowned her in the bathtub.
- Biri onu küvette boğmuştu.
Manchester United is one of the most successful teams in both the Premier League and England.
- Manchester United, hem Premier League'de hem de İngiltere'de en başarılı takımlardan biridir.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
I usually don't like sweet things, but I will try one of your cookies.
- Ben genellikle tatlı şeyleri sevmiyorum ama senin kurabiyelerinden birini deneyeceğim.
I'm sure Tom wouldn't mind if you ate one of the cookies he baked this afternoon.
- Bu öğleden sonra pişirdiği kurabiyelerden birini yesen Tom'un umursamıyacağından eminim.
Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me?
- Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı?
Anyone can cultivate their interest in music.
- Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
Manchester United is one of the most successful teams in both the Premier League and England.
- Manchester United, hem Premier League'de hem de İngiltere'de en başarılı takımlardan biridir.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
Never have I heard anyone say a thing like that.
- Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
Anyone could do that.
- Herhangi biri onu yapabilir.
I don't have a soul, and neither does anyone else.
- Benim bir ruhum yok ve başka birinin de yok.
Does anyone have a soul?
- Herhangi biri bir ruha sahip midir?
It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now?
- Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
Poland was one of the first countries to recognize the Republic of Turkey.
- Polonya, Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyan ilk ülkelerden biriydi.
A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
- Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life.
- Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.
Tom bought a bag of apples and he ate a third of them in one day.
- Tom bir çanta elma satın aldı ve bir günde bunların üçte birini yedi
Tom is sitting in one of the chairs.
- Tom koltuklardan birisinde oturuyor.
Here is a sample of the work of one of our workmen.
- İşte bizim işçilerden birinin işinin bir örneği.
The solution of one may prove to be the solution of the other.
- Birinin çözümü, ötekinin çözümünü kanıtlayabilir.
There are nine planets travelling around the sun, the earth being one of them.
- Güneşin etrafında dönen dokuz gezegen vardır,Dünya onlardan biridir.
There are many talented people in our city, but Tom isn't one of them.
- İlimizde birçok yetenekli insan var, ama Tom bunlardan biri değildir.