Let me out, somebody. I'm locked in.
- Birisi beni dışarı çıkarsın. İçeride kilitli kaldım.
I'm sure he's going to be somebody someday.
- Onun bir gün birisi olacağından eminim.
Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life.
- Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.
I heard someone knock on the door.
- Birisinin kapıyı çaldığını duydum.
Tom isn't the kind of person who is intimidated by anyone or anything.
- Tom birisi ya da bir şey tarafından gözdağı verilen insan türü değildir.
Is there anyone else wanting to eat?
- Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
You're one of them, aren't you?
- Sen onlardan birisin, değil mi?
One of them will have to go.
- Onlardan birisi gitmek zorunda kalacak.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
One of my favorite tunes was playing on the radio.
- En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.
Is there anyone else wanting to eat?
- Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
Anyone can cultivate their interest in music.
- Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
Why doesn't anybody help Tom?
- Niçin birisi Tom'a yardım etmiyor?
I don't think Tom killed anybody.
- Tom'un birisini öldürdüğünü sanmıyorum.
As strange as it may be, he met with somebody who is said to be dead.
- Olabildiğince tuhaf, o ölü olduğu söylenilen biriyle karşılaştı.
We heard somebody shout.
- Birinin bağırdığını duyduk.
Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook.
- Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
Would it be OK if I ate one of these cookies?
- Bu kurabiyelerden birini yiyebilir miyim?
I'm sure Tom wouldn't mind if you ate one of the cookies he baked this afternoon.
- Bu öğleden sonra pişirdiği kurabiyelerden birini yesen Tom'un umursamıyacağından eminim.
Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me?
- Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı?
Is there anyone else wanting to eat?
- Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook.
- Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.
Well, yes, but I don't want anyone to know.
- Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum.
Anyone can cultivate their interest in music.
- Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.
There's not a living soul around here.
- Buralarda yaşayan biri yok.
I don't have a soul, and neither does anyone else.
- Benim bir ruhum yok ve başka birinin de yok.
It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now?
- Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
When meeting a person for the first time, keep the conversation light.
- Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.
You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.
- Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life.
- Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.
Tom parked in one of the empty spaces in front of the library.
- Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.
Tom bought a bag of apples and he ate a third of them in one day.
- Tom bir çanta elma satın aldı ve bir günde bunların üçte birini yedi
One parsec is the distance at which one astronomical unit subtends an angle of one arcsecond.
- Bir parsek bir astronomik birimin bir arksaniyelik bir dereceye karşılık geldiği mesafedir.
The solution of one may prove to be the solution of the other.
- Birinin çözümü, ötekinin çözümünü kanıtlayabilir.
If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary.
- İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.
There are nine planets travelling around the sun, the earth being one of them.
- Güneşin etrafında dönen dokuz gezegen vardır,Dünya onlardan biridir.