şimdiye kadar

listen to the pronunciation of şimdiye kadar
Türkisch - Englisch
so far, until now, up to now
as yet

Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West. - Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.

I have not heard a word from him as yet. - Şimdiye kadar ondan bir kelime duymadım.

so far

He has written five books so far. - Şimdiye kadar beş kitap yazdı.

So far, your action seems completely groundless. - Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.

ever

The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath. - Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.

I doubt that Tom would ever consider selling his antique car. - Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.

yet

Have you told your parents yet? - Şimdiye kadar anne ve babana söyledin mi?

Has Tom found his keys yet? - Tom şimdiye kadar anahtarlarını buldu mu?

up to this point in time
up to this point
up to this time
by this time

They ought to have arrived there by this time. - Şimdiye kadar oraya varmalıydılar.

to date
until now

This fact was not known until now. - Bu gerçek şimdiye kadar bilinmiyordu.

A lot of people who have up until now been spending money having a good time now need to be more careful with their money. - Şimdiye kadar eğlenerek para harcayan çok sayıda insan şimdi paralarına daha dikkat etmeliler.

hitherto
heretofore
uptill now
up till now

Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force. - Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.

şimdiye kadar her şey iyi
so far so good