O, şimdiye kadar iki ev inşa etti.
- He has built two houses so far.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Şu ana kadar Texas'ı nasıl buldunuz?
- How do you like Texas so far?
Şu ana kadar okulda iyi gidiyorsun.
- You have been doing well at school so far.
Sadece o kadar uzaklaşabilirsin.
- You can only go so far.
Şimdiye dek harika bir hayat yaşadım.
- I've had a great life so far.
Bildiğim kadarıyla böyle bir sözcük yok.
- So far as I know, there is no such word.
Bildiği kadarıyla işler yolunda gidiyordu.
- So far as he was concerned, things were going well.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.
How is your driving lessons? - So far, pretty good.
... together this short film showing how far we've come. ...
... financial institutions. Our financial infrastructure in this country is far larger. There are about ...