The prices of certain foods vary from week to week.
- Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.
The leaves have begun to turn.
- Yaprakların rengi değişmeye başladı.
Tom's story keeps changing.
- Tom'un hikayesi değişmeye devam ediyor.
Everything is changing.
- Her şey değişmek üzere.
Tom hasn't changed very much.
- Tom çok fazla değişmedi.
The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
- Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
You can't change people. They have to change themselves.
- İnsanları değiştiremezsin. Onlar kendileri değişmek zorundalar.
Everything's about to change.
- Her şey değişmek üzere.
The prices of certain foods vary from week to week.
- Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.
He was bartering information.
- Bilgi değiş tokuş ediyordu.
Tom wishes he could swap places with Mary.
- Tom yerleri Mary ile karşılıklı değiştirebilmeyi diliyor.
Would you like to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misin?
There are varying explanations.
- Değişik açıklamalar var.
Social customs vary from country to country.
- Sosyal gelenekler ülkeden ülkeye değişir.
Opinions vary from person to person.
- koşullardan insandan insana değişir.
Many boys and girls ranging from 12 to 18 entered the contest.
- 12 ila 18 arasında değişiklik gösteren birçok erkek ve kız yarışmaya katıldı.
In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest.
- Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.
In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius.
- Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir.
Prices range from one to five dollars.
- Fiyatlar bir dolarla beş dolar arasında değişir.
That won't change anything.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That will change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Patterns of married life are changing a lot.
- Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor.
Tom is in the garage changing his oil.
- Tom garajda yağını değiştiriyor.
He's proposing a suggestion for altering the research method.
- O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.
I'm tired of altering my plans every time you change your mind.
- Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.
If the address changes, please contact us.
- Eğer adres değişirse, lütfen bizimle bağlantı kurun.