Her zaman yaşlı kadınlarla flört ettim.
- I've always dated older women.
Bir zamanlar tam Mary gibi bir kızla çıkıyordum.
- I once dated a girl just like Mary.
Jane randevusunda tüm bir çikolatalı kekin bittiğine inanamadı.
- Jane could not believe it when her date polished off an entire chocolate cake.
Tom'un Mary ile dün gece bir randevusu vardı.
- Tom had a date with Mary last night.
Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
- My water broke on the evening of the predicted birth date.
Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum.
- I'd like to change the date to tomorrow night.
Tom Mary ile amacına ulaşamadı; ondan buluşma talep ettiğinde o onu reddetti.
- Tom couldn't make the grade with Mary; she refused him when he asked her for a date.
Tom Mary ile buluşmaya gitti.
- Tom went on a date with Mary.
Tom'un şimdiye kadar flört ettiği tek kız Mary'dir.
- The only girl Tom has ever dated is Mary.
Onunla flört ediyor musun?
- Do you ever date her?
Dan, Linda ile buluşmak bile istemiyordu.
- Dan didn't even want to date Linda.
Yakında buluşmak için bir randevu verdik.
- We made a date to meet soon.
Sanırım çevrim içi tanışma güvenli değil.
- I think online dating isn't safe.
Düğün düzenleme sitesi ile tanışma sitesi arasında ne fark vardır?
- What's different between a wedding arrangement site and a dating site?
Hiç benim gibi biriyle flört etmeyi düşünür müsün?
- Would you ever consider dating someone like me?
Flört etme zahmetlidir.
- Dating is exhausting.
Ben onunla buluşmaya başladım.
- I started dating her.
Fadıl, Leyla'nın gizli buluşma hayatı hakkında bilgi edindi.
- Fadil found out about Layla's secret dating life.
Bu gece eski bir kız arkadaşımla bir buluşmam var.
- I have a date tonight with an old girlfriend.
Herhangi biriniz arkadaşlarımdan biriyle çıkmakla ilgilenir misiniz?
- Would either of you be interested in going on a blind date with one of my friends?
Hurmayı bademle beraber yemeyi severim.
- I like to eat a date with almonds.
Hangisini tercih edersin, kuru üzüm, kuru erik veya hurma mı?
- Which do you prefer, raisins, prunes or dates?
Sami, Leyla'yla flört etmek istiyordu.
- Sami wanted to date Layla.
Sizin fikirleriniz tamamen çağ dışıdır.
- Your ideas are all out of date.
Bu makine şimdi çağ dışıdır.
- This machine is now out of date.
Takvimdeki tarih 23 Eylül 1964'tü.
- The date on the calendar was September 23, 1964.
Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
- My water broke on the evening of the predicted birth date.
Bu gelenek Edo döneminden kalma.
- This custom dates from the Edo period.
Bu ceketin modası geçmiş.
- This coat is out of date.
Bu ayakkabıların modası geçmiş.
- Those shoes are out of date.
Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
- Your opinion seems to be out of date.
O ders kitabı güncel değil.
- That textbook is out of date.
Çıkmak için kendi yaşına daha yakın birini bulmaya çalışmalısın.
- You should try to find somebody closer to your own age to date.
Herhangi biriniz arkadaşlarımdan biriyle çıkmakla ilgilenir misiniz?
- Would either of you be interested in going on a blind date with one of my friends?
The Batavian republic dates from the successes of the French arms. - E. Everett.
the date for pleading.
And to have children wise and valorous.
Jessica Simpson reportedly went on a drinking binge after discovering ex- boyfriend John Mayer is dating Jennifer Aniston.
This show hasn't dated well.
It was a couple of years before he even started dating again.
... She started dating this new guy. ...