commi̇t teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- commit
- {f} işlemek
Araçla Boston'a gitmek ve cinayeti işlemek için yeterli zamanın vardı.
- You had just enough time to drive to Boston and commit the murder.
Dan bir cinayet işlemekle suçlandı.
- Dan was accused of committing a murder.
- commit an offense
- suç işlemek
- commit
- {f} vâât etmek
- commit
- {f} suç işlemek
O açlıktan öldüğü için suç işlemek zorunda kaldı.
- He had to commit crime because he was starving.
- commit
- {f} teslim etmek
- commit
- vadetmek
- commit
- {f} adamak
- commit
- üstlenmek
- commit
- taahhüt etmek
- commit
- (Kanun) ilzam etmek
- commit
- irtikap etmek
- commit
- kalkışmak
- commit
- {f} emanet etmek
- commit
- yap
Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
- They voted to create a committee.
Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
- Many atrocities were committed during the war.
- commit
- vaadetmek
- commit
- yapmak
Tom onu yapmak için çok kararlıdır.
- Tom is very committed to doing that.
- commit
- (özünü) sorumlu kılmak
- commit
- üstlen
Arkadaşım işlemediği bir suç için sorumluluk üstlenmeyi bitirdi.
- My friend ended up taking the rap for a crime he didn't commit.
- commit
- (Askeri) MUHAREBEYE SOKMAK: Bir veya daha fazla hava önleme uçağını veya satıhtan-havaya füzeyi hedef bir noktaya tevcih etmek işlemi
- commit
- {f} komisyona sunmak
- commit
- {f} önermek
- commit
- (Askeri) Muharebeye sokmak
- commit
- {f} söz vererek bağlamak
- commit
- {f} söz vermek
- commit suicide
- canına kastetmek
- commit suicide
- kendini öldürmek
- commit to memory
- ezberlemek
- commit a fault
- kabahat etmek
- commit a foul
- hata yapmak
- commit a serious crime
- ağır suç işlemek
- commit a serious offense
- ağır suç işlemek
- commit a sin
- günah işlemek
- commit a sin
- günaha girmek
- commit a solecism
- (deyim) dilbilgisi hatası yapmak
- commit a solecism
- (deyim) gramer hatası yapmak
- commit a theft
- hırsızlık yapmak
- commit adultery
- (Kanun) zina etmek
- commit an illegal act
- suç işlemek
- commit an offence
- (Kanun) cürüm işlemek
- commit an offense
- (Kanun) cürüm işlemek
- commit and represent
- (Kanun) temsil ve ilzama
- commit changes
- (Bilgisayar) değişiklikleri onayla
- commit changes
- (Bilgisayar) değişiklikleri uygula
- commit fraudulent acts
- (Ticaret) hileli işlemlerde bulunmak
- commit jointly
- (Kanun) birlikte irtikap etmek
- commit limit
- (Bilgisayar) kaydetme sınırı
- commit on close
- (Bilgisayar) kapanışta kaydet
- commit one's prestige
- itibarıyla oynamak
- commit point
- (Bilgisayar) kesinleştirme noktası
- commit point sql
- (Bilgisayar) kesinleştirme noktası
- commit to memory
- (Fiili Deyim ) ezberlemek , hafızasına almak
- commit violation
- ihlalde bulunmak
- commit violence
- şiddet uygulamak
- commit a crime
- suç işle
Fadil, Dania'dan bir suç işlemesini istedi.
- Fadil asked Dania to commit a crime.
Suç işlersen cezalandırılmalısın.
- If you commit a crime, you must be punished.
- commit a foul
- hata yap
- commit a sin
- günah işle
- commit an error
- hata yap
- commit an irregularity
- yolsuzluk yapmak
- commit an offence
- suç işle
- commit an offence
- suç işlemek
- commit oneself
- taahhüt altına girmek
- commit oneself to
- özünü adamak
- commit perjury
- yalan yere yemin et
- commit suicide
- intihar etmek
İntihar etmek istiyorum.
- I want to commit suicide.
Neden intihar etmek istiyorsun?
- Why do you want to commit suicide?
- commit to memory
- aklında tutmak
- commit to writing
- yazmak
- commit a crime
- Bir suç işlemek
- commit a crime
- Suç işlemek
- commit crimes
- suç işlemek
- commit money
- para vaat etmek
- commit perjury
- yalan işlemek
- commit suicide
- İntihara teşebbüs etmek
- commit suicide
- İntihar etmek
Neden Tom'un intihar etmek istediğini düşünüyorsun?
- Why do you think Tom wanted to commit suicide?
Uçurumun üstünde duran bir adam boşluğa atlayarak intihar etmek üzereydi.
- A man standing on the cliff was about to commit suicide by jumping into the void.
- commit suicide
- canına kıymak
- commit a crime
- cinayet işlemek
- commit a murder
- cinayet işlemek
- commit adultery
- eşini aldatmak
- commit an error
- hata yapmek
- commit an error
- hata işlemek
- commit an impiety
- Allaha karşı saygısızlık etmek
- commit homicide
- adam öldürmek
- commit memory
- ezberlemek
- commit o.s
- to söz vermek: You've committed yourself to doing this. Bunu yapmaya söz
- commit o.s
- (bir konuda) ne düşündüğünü söylemek, fikrini söylemek
- commit point
- (SQL) kesinleştirme noktası
- commit sin
- günah işlemek
- commit to paper
- yazmak
- commit to paper
- kaleme almak
- commit to prison
- hapsetmek
- commit to prison
- (Fiili Deyim ) hapse attırmak
- commit to prison
- hapse mahkum etmek
- commit to the ground
- gömmek
- commit to the ground
- toprağa vermek
- committed
- söz vermiş/kendini adamış
- commit
- görev vermek
- commit
- (Kanun) icra etmek
- commit
- tevdi etmek
- commit
- (Bilgisayar) teslim et
- committed
- yapılan
- committed
- (Kanun) irtikap edilmiş
- committed
- (Kanun) taahhüt edilmiş
- committed
- (Kanun) işlenmiş
Vatanseverlik bahanesini kullanarak birçok cinayet işlenmiştir.
- Many murders have been committed in the name of patriotism.
Bu öğleden sonra buraya iki milden az mesafede işlenmiş çifte bir cinayet oldu.
- This afternoon there was a double homicide committed less than two miles away from here.
- committed
- kendini adamış
- committing
- (Bilgisayar) teslim etme
- committed
- özünü adamış
- committed
- yap
Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
- The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
O, yasa dışı bir eylem yaptı.
- He committed an illegal act.
- over commit
- işlemek üzerinde
- to commit suicide
- intihar etmek
Neden Tom'un intihar etmek istediğini düşünüyorsun?
- Why do you think Tom wanted to commit suicide?
Ben intihar etmek üzereydim.
- I was about to commit suicide.
- committed
- teslim et/vaat et/yap
- forced commit
- (Bilgisayar) tamamlanmaya zorlanan
- forced commit
- (Bilgisayar) kayda zorlanan
- forced commit
- (Bilgisayar) işlem dışı teslim etme
- inciting to commit crime
- (Kanun) suç işlemeye tahrik