to confound

İngilizce - Türkçe

to confound teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

commit

işlemek

Leyla cinayet işlemek için komplo kurmakla suçlanıyordu. - Layla was charged with conspiracy to commit murder.

Dan bir cinayet işlemekle suçlandı. - Dan was accused of committing a murder.

commit

{f} vâât etmek

commit

{f} teslim etmek

commit

vadetmek

confound

{f} kahretmek

confound

{f} bozmak

confound

{f} utandırmak

confound

şaşırtmak

commit

{f} adamak

commit

üstlenmek

confound

kafasını karıştırmak

commit

taahhüt etmek

commit

(Kanun) ilzam etmek

commit

irtikap etmek

confound

birbirine katmak

confound

karıştırmak (kafasını)

confound

şaşkına çevirmek

confound

yüzünü kara çıkarmak

commit

kalkışmak

commit

yap

Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı. - Many atrocities were committed during the war.

Komite uzun bir oturum yaptı. - The committee had a long session.

confound

allak bullak etmek

confound

karıştır

commit

üstlen

Arkadaşım işlemediği bir suç için sorumluluk üstlenmeyi bitirdi. - My friend ended up taking the rap for a crime he didn't commit.

commit

{f} emanet etmek, teslim etmek

commit

(Askeri) MUHAREBEYE SOKMAK: Bir veya daha fazla hava önleme uçağını veya satıhtan-havaya füzeyi hedef bir noktaya tevcih etmek işlemi

commit

{f} komisyona sunmak

commit

{f} önermek

commit

{f} işlemek, yapmak

commit

(Askeri) Muharebeye sokmak

confound

{f} yenmek

confound

dili Allahın cezası

confound

confusion worse confounded karmakarışık bir vaziyet

confound

{f} karıştırmak

confound

{f} yıkmak

confound

mahcup etmek karmakarışık bir hale sokmak

confound

karıştır,şaşırt

confound

confounded şaşırmış

confound

confound şaşırt/karıştır

confound

afallaştırmak

İngilizce - İngilizce

to confound teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

commit

To make something worse

Don't confound the situation by yelling.

To defeat

To bring to ruination

To cause to be ashamed; to abash

His actions confounded the skeptics.

{v} to mix, perplex, destory, amaze

To destroy; to ruin; to waste

To mistake for another; to identify falsely

To frustrate

{f} amaze, stun, confuse, bewilder; fail to discern a difference, mix up

To fail to see the difference; to mix up; to confuse right and wrong

be confusing or perplexing to; cause to be unable to think clearly; "These questions confuse even the experts"; "This question completely threw me"; "This question befuddled even the teacher"

To damn

To throw into confusion or disorder; to perplex; to strike with amazement; to dismay

If someone or something confounds you, they make you feel surprised or confused, often by showing you that your opinions or expectations of them were wrong. The choice of Governor may confound us all

To confuse; to mix up; to puzzle

mistake one thing for another; "you are confusing me with the other candidate"; "I mistook her for the secretary"

To mingle and blend, so that different elements can not be distinguished; to confuse

Heceleme

to con·found

Türkçe nasıl söylenir

tı kınfaund

Telaffuz

/tə kənˈfound/ /tə kənˈfaʊnd/