When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.
- Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim.
Benjamin shot a bear with a rifle.
- Benjamin, bir ayıyı tüfekle vurdu.
Sam went skiing in January.
- Sam, ocak ayında kayak yapmaya gitti.
I was with him in January.
- Ocak ayında onunla birlikteydim.
Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything.
- Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.
The little girl hugged her teddy bear.
- Küçük kız oyuncak ayısına sarıldı.