O, onun büyük bir bilim adamı olma hırsını anladı.
- She realized her ambition to become a great scientist.
Kendi hırsının kurbanı oldu.
- He fell a victim to his own ambition.
Başbakan olma tutkusunu taşıyordu.
- He had the ambition to be prime minister.
Onun tutkusu bir büyükelçi olmaktır.
- Her ambition is to become an ambassador.
Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu.
- Mary wanted to marry a man with ambition.
Senin hırsların nedir?
- What are your ambitions?
Mary hırslarını gerçekleştireceğini söylüyor.
- Mary says she will follow through on her ambitions.
Kızlar akademik alanda oğlanlardan daha hırslıdır.
- Girls are more ambitious academically than boys.
He had invited Destiny to sweep him up in her reaping, by placing himself in the ambit of her scythe.
... And the ambition to make it open and available, to ...
... And that was my only ambition. ...