Christ taught forgiveness.
- İsa affetmeyi öğretti.
Dan begged Linda for forgiveness.
- Dan Linda'nın affetmesi için yalvardı.
Tom asked his girlfriend to pardon him for forgetting her birthday.
- Tom onun doğum gününü unuttuğu için onu affetmesini rica etti.
Is it harder to forgive or to forget?
- Affetmek mi yoksa unutmak mı daha zor?
Tom wants to forgive his father for abandoning him.
- Tom, onu terkettiği için babasını affetmek istiyor.
You'll have to excuse me.
- Beni affetmek zorunda kalacaksın.
I certainly don't condone that.
- Kesinlikle onu affetmem.
Please forgive me for opening your letter by mistake.
- Yanlışlıkla mektubunu açtığım için lütfen beni affet.
Forgive them, for they know not what they do.
- Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
She forgave him for killing her father.
- O, babasını öldürdürmesine rağmen onu affetti.
Tom never forgave himself for hurting Mary the way he did.
- Tom yaptığı tarz Mary'yi incittiği için kendini asla affetmedi.
Excuse us for the inconvenience.
- Rahatsızlık için bizi affet.
The teacher excused me for being late for class.
- Öğretmen derse geç kaldığım için beni affetti.
She has forgiven him for everything.
- O, her şey için onu affetti.
You've never forgiven me, have you?
- Beni hiç affetmedin, değil mi?