a-unit teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- unit
- birim
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Bir pound bir ağırlık birimidir.
- A pound is a unit of weight.
- thing
- {i} şey
Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.
- I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do.
Batman hakkında bilmeniz gereken şey, onun süper kahraman olmasıdır.
- The thing you have to know about Batman is, he's a superhero.
- unit
- ünite
Bütün üniteyi değiştirmemiz gerekiyor.
- We need to replace the whole unit.
Lütfen kalan beş üniteyi hemen gönderir misiniz?
- Would you please send the remaining five units right away?
- thing
- {i} eşya
Lütfen eşyalarımı oldukları gibi bırakın.
- Please leave my things as they are.
Bunlar senin eşyaların mı?
- Are these your things?
- unit
- {i} bütünlük
- thing
- {i} 1. şey, nesne: What's that thing? O ne? How do you start the thing? Bunu nasıl çalıştırıyorsun? Get that thing out of here this minute! Onu
- thing
- şey, nesne: What's that thing? O ne? How do you start the thing? Bunu nasıl çalıştırıyorsun? Get that thing out of here this minute! Onu
- unit
- (Argo) ev
- active unit
- (Askeri) faal birlik
- advanced unit training
- (Askeri) birlik tekamül eğitimi
- base unit
- (Bilgisayar,Gıda,Ticaret) temel birim
- base unit
- (Askeri) esas birlik
- business unit
- (Ticaret) işletme birimi
- coherent unit of measurement
- (Bilgisayar,Teknik) tümleşik ölçüm birimi
- communication unit
- (Pisikoloji, Ruhbilim) iletişim birimi
- compound unit
- bileşik öğe
- compressor unit
- kompresör ünitesi
- cooling unit
- soğutma ünitesi
- cost unit
- (Ticaret) birim maliyet
- cost unit
- (Ticaret) maliyet birimi
- cost unit
- (Ticaret) maliyet ünitesi
- current unit
- (Bilgisayar) kullanılan birim
- derived unit of measurement
- (Bilgisayar,Teknik) türetilmiş ölçüm birimi
- detached unit
- (Askeri) müfrez birlik
- discrete unit
- (Dilbilim) ayrık birim
- display unit
- görüntü ünitesi
- display unit
- (Bilgisayar,Teknik) gösterici
- economic unit
- (Ticaret) iktisadi birim
- economic unit
- (Ticaret) işletme
- executive unit
- (Politika, Siyaset) icrai birim
- flow unit
- debi birimi
- functional unit
- (Bilgisayar) işlevsel tesisler
- heating unit
- ısıtma tertibatı
- hollow masonry unit
- (İnşaat) boşluklu duvar öğesi
- inspection unit
- (Ticaret) muayene birimi
- intense care unit
- (Askeri) yoğun bakım ünitesi
- intensive care unit
- (Tıp) yoğun bakım servisi
- intensive care unit
- (Tıp) yoğun bakım
- intensive care unit psychosis
- (Pisikoloji, Ruhbilim) yoğun bakım ünitesi psikozu
- interface unit
- (Askeri) bağlantı ünitesi
- international unit
- (Pisikoloji, Ruhbilim) uluslararası birim
- mains unit
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) şebeke ünitesi
- measurement unit
- (Askeri,Ticaret) ölçüm birimi
- memory unit
- (Ticaret) hafıza birimi
- mobile unit
- (Askeri) çevik birlik
- monitor unit
- (Tıp) monitör ünitesi
- motor unit
- motor ünitesi
- output unit
- çıkış birimi
- peripheral control unit
- (Bilgisayar) çevre denetim birimi
- power supply unit
- güç kaynağı ünitesi
- power unit
- güç ünitesi
- power unit
- yürüyen aksam
- pressure unit
- basınç tertibatı
- printing unit
- baskı ünitesi
- processing unit
- (Askeri) işlem ünitesi
- processor unit
- işlemci birimi
- production unit
- (Ticaret) üretici
- production unit
- (Ticaret) işletme
- punch unit
- (Bilgisayar) zımba birimi
- recovery unit
- (Askeri) kurtarma birliği
- relief unit
- basınç düşürme ünitesi
- remote line unit
- (Askeri) uzak hat ünitesi
- security unit
- emniyet birimi
- service unit
- (Askeri) hizmet birliği
- shelving unit
- etajer
- shift unit
- selektör ünitesi
- sight unit
- (Spor) nişangah
- slave unit
- bağımlı birim
- task unit
- (Askeri) görev birliği
- thermal unit
- ısı birimi
- thing
- matah
- thing
- kişi
Böyle bir şey olacak son kişi olduğunuzu düşündüm.
- I thought you'd be the last person to do such a thing.
Bütün bu şeyi planlayan kişi sen miydin?
- Were you the one who planned this whole thing?
- trading unit
- (Ticaret) işlem birimi
- training unit
- eğitim birimi
- training unit
- (Askeri) eğitim birliği
- transfer unit
- aktarım birimi
- treatment unit
- (Çevre) arıtma tesisi
- unit
- en küçük tam sayı
- unit
- tertibat
- unit cost
- (Ticaret) bîrim maliyeti
- unit head
- şube müdürü
- unit price
- (Bilgisayar) bir fiyatı
- unit trust
- (Ticaret) yatırım fonları
- unit trust
- (Ticaret) tröst birliği
- visual display unit
- görsel teşhir birimi
- work unit
- (Askeri,Ticaret) iş birimi
İş biriminde çok kadın var mı?
- Are there many women in your work unit?
- your unit
- (Bilgisayar) biriminiz
- European currency unit
- Avrupa para birimi
- absolute unit
- mutlak birim
- absolute unit
- saltık birim
- addressable unit
- adreslenebilir birim
- administrative unit
- idari birim
- air unit
- hava birimi
- angstrom unit
- angstrom birimi
- animal unit
- hayvan birimi
- apothecaries' unit
- eczacı ölçü birimi
- area unit
- yüzölçümü birimi
- arithmetic sequence unit
- aritmetik kontrol birimi
- arithmetic unit
- aritmetik işlem birimi
- arithmetic/logic unit
- aritmetik mantık birimi
- artillery unit
- topçu sınıfı
- astronomical unit
- gökbilimsel birim
- atomic mass unit
- atomik kütle birimi
- atomic unit
- atomik birim
- atomic weight unit
- atom ağırlığı birimi
- audio response unit
- ses ile yanıt birimi
- automatic calling unit
- otomatik çağırma birimi
- automatic dialling unit
- otomatik çevirme birimi
- automatic flight control unit
- otomatik uçuş kontrol birimi
- auxiliary power unit
- yardımcı güç kaynağı
- avoirdupois unit
- tartı birimi
- brake servo unit
- fren servosu
- british capacity unit
- ingiliz hacim birimi
- british thermal unit
- ingiliz sıcaklık birimi
- capacitance unit
- kapasitans ünitesi
- capacity unit
- hacim birimi
- cartridge tape unit
- kartuş teyp birimi
- centigrade heat unit
- santigrat sıcaklık birimi
- central control unit
- merkezi denetim birimi
- central processing unit
- Merkezi İşlem Birimi
- central processing unit
- merkezi işlem birimi
- charge unit
- yük birimi
- chart comparison unit
- harita karşılaştırma ünitesi
- computer interface unit
- bilgisayar arayüz birimi
- computer memory unit
- bilgisayar bellek ünitesi
- conductance unit
- iletkenlik birimi
- control unit
- Denetim Birimi
- cubic content unit
- hacim birimi
- currency unit
- para birimi
- current unit
- akım birimi
- data communications control unit
- veri iletişimi denetim birimi
- data storage unit
- veri saklama birimi
- data unit
- veri birimi
- dead zone unit
- ölü bölge birimi
- derived unit
- türetilmiş birim
- display unit
- görüntüleme birimi
- display unit
- gösterim birimi
- domestic monetary unit
- ülke para birimi
- drying unit
- kurutma birimi
- electrical unit
- elektriksel birim
- electromagnetic unit
- elektromanyetik ünite
- electromagnetic unit
- elektromanyetik birim
- energy unit
- enerji birimi
- energy unit
- erke birimi
- energy unit
- enerji ünitesi
- flux unit
- akış birimi
- force unit
- güç birimi
- fundamental unit
- temel birim
- gaussian unit
- cgs birimi
- heat unit
- sıcaklık birimi
- hypertape unit
- hiperteyp birimi
- identity unit
- özdeşlik birimi
- illumination unit
- aydınlatma ünitesi
- imaginary unit
- sanal birim
- indicator control unit
- gösterge kontrol ünitesi
- inductance unit
- indüktans ünitesi
- input unit
- giriş birimi
- intensive care unit
- yoğun bakım ünitesi
- key to disk unit
- klavyeden diske aktarma birimi
- key to tape unit
- klavyeden şeride aktarma birimi
- lexical unit
- sözlüksel birim
- lexical unit
- sözlük birimi
- light unit
- ışık birimi
- liquid unit
- sıvı birimi
- logical unit
- mantıksal birim
- magnetic tape unit
- manyetik bant birimi
- magnetic unit
- manyetik birim
- mains unit
- şebeke unitesi
- manual word unit
- elle sözcük birimi
- mass unit
- kütle birimi
- master unit
- ana birim
- mechanized unit
- mekanize birlik
- memory unit
- bellek birimi
- metric unit
- ölçü birimi
- metrical unit
- ölçü birimi
- military unit
- askeri birim
- millimass unit
- milikütle birimi
- monetary unit
- para birimi
- power unit
- güç birimi
- program control unit
- program denetim birimi
- program control unit
- bağdarlama denetim birimi
- radioactivity unit
- radyoaktivite birimi
- receiving unit
- alıcı cihaz
- resistance unit
- direnç birimi
- slave unit
- köle birim
- storage unit
- bellek birimi
- subscriber unit
- abone ünitesi
- support unit
- destek birimi
- tail unit
- kuyruk takımı
- tape unit
- şerit birimi
- telephone unit
- telefon ünitesi
- temperature unit
- ısı ünitesi
- thing
- gerekli şey
- thing
- olay
Biz zengin ya da fakir olup olmadığımıza göre, olayları farklı görürüz.
- We see things differently, according to whether we are rich or poor.
Biz olaylara kızmamalıyız: onlar hiç umursamıyor.
- We must not get angry at things: they don't care at all.
- thing
- yaratık
- thing
- canlı
Eğer su olmasa canlılar yaşayamaz.
- If it were not for water, no living things could live.
Yeryüzündeki tüm canlılar karbon içerirler.
- All living things on Earth contain carbon.
- thing
- nesne
Ben nesneleri sınıflandırmada iyi değilim.
- I'm not good at classifying things.
Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.
- The first item on Tom's list of things to take with him on his trip is his mobile phone recharger.
- thing
- ihtiyaç
İnsanlar ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alırlar.
- People buy things they don't need.
Çocukların çok şeye ihtiyacı var, ancak her şeyden önce sevgiye ihtiyaçları var.
- Children need many things, but above all they need love.
- time unit
- zaman birimi
- troy unit
- kuyumcu birimi
- unit
- tek basamaklı sayı
- unit
- parça
Tom Hawaii'nin ABD'nin bir parçası olduğunu bilmiyordu.
- Tom didn't know that Hawaii was part of the United States.
Çalışma ABD'de hayatın çok önemli bir parçasıdır.
- Work is a very important part of life in the United States.
- unit
- eşya
- unit
- birlik
Birlik paradan daha iyidir.
- Unity is better than money.
Birçok Doğu dinleri olayların çeşitliliği arkasında bir birlik olduğunu öğretir.
- Many Eastern religions teach that there is a unity behind the diversity of phenomena.
- unit
- takım
Tim Howard 2014 yılında Amerika Birleşik Devletleri milli takımının kalecisiydi.
- Tim Howard was the goalkeeper for the United States national team in 2014.
Manchester United, hem Premier League'de hem de İngiltere'de en başarılı takımlardan biridir.
- Manchester United is one of the most successful teams in both the Premier League and England.
- unit area
- birim alan
- unit cost
- birim fiyatı
- unit length
- birim uzunluk
- unit of measurement
- ölçü birimi
- unit record
- birim kayıt
- unit volume
- birim hacim
- unit wages
- birim verginler
- unit weight
- birim ağırlık
- visual display unit
- görüntü birimi
- weight unit
- ağırlık birimi
- x unit
- dalga boyu birimi
- Financial Intelligence Unit
- Türkiye'de kara para aklama ve terörizmin finansmanını önlemek amacıyla kurulmuş Maliye Bakanlığı çatısı altında faaliyet gösteren "Mali Suçlar Araştırma Kurumu" (MASAK) tır
- add-on unit
- Yazılımda, endüstriyel ürünlerde, ev eşyalarında vb. eklendiği zaman işlev farklılığı ya da üstünlüğü yaratan birim, tamamlayıcı birim, ek birim
- analog digital unit; 1 adu = 1 dn
- analog dijital birim; 1 ADÜ = 1 dn
- antenna tuning unit
- (Elektrik, Elektronik) Anten tuneri: İçerisinde ayarlanabilir reaktansları (bobin,kondansatör) olan,radyo (verici,alıcı) ile anten arasına,transmisyon hattı üzerine bağlanıp ayarlandığında sistemi çalışma frekansında rezonansa getiren aygıt