Devrim konseyi strateji planlamak için toplandı.
 - The revolutionary council met to plan strategy.
Planlamak için başarısız olma başarısız olmak için planlamadır.
 - Failing to plan is planning to fail.
Ben çok fazla plan yapmaktan hoşlanmam.
 - I don't like to plan too much.
Başarılı olmak için iyi bir plan yapmak zorundasın.
 - To be successful, you have to establish a good plan.
Yeni plan hakkında seninle aynı düşüncede değilim.
 - I can't agree with you with regard to the new plan.
Sigara içerken planı tasarladım.
 - I conceived of the plan while I was smoking.
Planı nasıl tasarladı?
 - How did he work out the plan?
New York'a bir yolculuk planlıyoruz.
 - We are planning a trip to New York.
Tom Boston'a bir yolculuk için planlar yaptı.
 - Tom has made plans for a trip to Boston.
Tom için bir parti tertip ettim.
 - I planned a party for Tom.
Yeni projeyi üç saat tartıştıktan sonra, Andrew'un planının en iyi olduğu sonucuna vardık.
 - Having discussed the new project for three hours, we concluded that Andrew's plan was the best.
Projeyi sorunsuz olarak daha ileriye götürmek için, biz planı birkaç kez revize ettik.
 - In order to progress the project smoothly, we have revised the plan several times.