a premeditated murder done for criminal or political purposes

listen to the pronunciation of a premeditated murder done for criminal or political purposes
İngilizce - Türkçe

a premeditated murder done for criminal or political purposes teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

hit
{i} vurma

Mary ona vurmadığı için Tom şanslıydı. - Tom was lucky that Mary didn't hit him.

Tom Mary'ye vurmak istedi fakat John onu durdurdu. - Tom wanted to hit Mary, but John stopped him.

hit
{f} yumruk atmak
hit
vurgun
hit
çok sevilen
hit
uyuşmak
hit
yakalama
hit
patlatmak
hit
darbe
hit
çarptırmak
hit
{f} vur

Biz bir mermi tarafından vurulabileceğimizden korkuyorduk, bu yüzden aşağıya koştuk. - We were afraid that we might be hit by a bullet, so we ran downstairs.

8.8 büyüklüğündeki büyük deprem bugün Japon adalarını vurdu. - A massive earthquake of magnitude 8.8 hit the Japanese islands today.

hit
tokat
hit
yumruk

Sami iki yumrukla Layla'yı dövdü. - Sami hit Layla with both fists.

Ooo! Yukiko! O acıtıyor! Bana yumruklarınla vurmaktan vazgeç! - Ow! Yukiko! That hurts! Quit hitting me with your fists!

hit
götürmek

bir kızı götürmek.

hit
{i} laf çaktırma
hit
{i} başarı

Onun son oyunu büyük bir başarıydı. - His last play was a big hit.

Onların konseri büyük bir başarıydı. - Their concert was a big hit.

hit
{f} varmak
hit
muvaffakıyet
hit
{i} şans

Şansım varken Tom'u vurmalıydım. - I should've hit Tom while I had the chance.

Tom sana çarpmadığı için şanslısın. - You're lucky Tom didn't hit you.

hit
taş/hit/vuruş
hit
argo üstün başarı sağlamak
İngilizce - İngilizce
hit
a premeditated murder done for criminal or political purposes

    Heceleme

    a pre·me·di·ta·ted mur·der done for cri·mi·nal or po·li·ti·cal purposes

    Türkçe nasıl söylenir

    ı primedıteytîd mırdır dʌn fôr krîmınıl ır pılîtıkıl pırpısız

    Telaffuz

    /ə prēˈmedəˌtātəd ˈmərdər ˈdən ˈfôr ˈkrəmənəl ər pəˈlətəkəl ˈpərpəsəz/ /ə priːˈmɛdəˌteɪtɪd ˈmɜrdɜr ˈdʌn ˈfɔːr ˈkrɪmənəl ɜr pəˈlɪtəkəl ˈpɜrpəsəz/