He had an accident while working.
 - O çalışırken bir kaza yaptı.
She had an accident while working.
 - O çalışırken bir kaza yaptı.
If she studied hard, she could pass the exam.
 - Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
If he studied hard, he could pass the exam.
 - Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
The machine has stopped functioning.
 - Makine çalışmayı durdurdu.
The machine stopped functioning.
 - Makine çalışmayı kesti.
I tried to get in touch with the police.
 - Polisle bağlantı kurmaya çalıştım.
Pamela must have been at home when I tried to get in touch with her, but she didn't answer the telephone.
 - Onunla iletişim kurmaya çalıştığımda Pamela evde olmalıydı fakat telefona cevap vermedi.
Jim was afraid of physical labor.
 - Jim bedensel çalışmadan korkuyordu.
He works in the laboratory.
 - O labaratuarda çalışır.
I felt tired from having worked for hours.
 - Saatlerce çalışmaktan yoruldum.
I worked for a full 24 hours without getting any sleep.
 - Hiç uyumadan tam 24 saat çalıştım.
Why are you studying English so hard? To be an English teacher.
 - Niçin çok İngilizce çalışıyorsun?İngilizce öğretmeni olmak için.
I like studying history.
 - Tarih çalışmayı severim.
He attempted to swim across the river.
 - Nehri yüzerek geçmeye çalıştı.
We'll attempt to start the class soon.
 - Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
I like studying history.
 - Tarih çalışmayı severim.
Do you study English every day?
 - Her gün İngilizce çalışıyor musun?
He had an accident while working.
 - O çalışırken bir kaza yaptı.
She had an accident while working.
 - O çalışırken bir kaza yaptı.
The number of cars running in the city has increased.
 - Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
 - Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
They labored in the factories.
 - Onlar fabrikalarda çalıştılar.
They labored day after day.
 - Onlar üst üste her gün çalıştılar.