I'm travelling alone.
- Yalnız yolculuk ediyorum.
Travelling is easy these days.
- Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.
Seeing that movie is something like taking a trip to India.
- Filmi izlemek Hindistan'a bir yolculuk yapmak gibi bir şeydir.
A trip to America is out of the question.
- Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.
The long voyage was a trial for us.
- Uzun yolculuk bizim için çok zahmetli geçti.
I wish you a pleasant voyage.
- Sana hoş bir yolculuk diliyorum.
I made a long journey last year.
- Geçen yıl uzun bir yolculuk yaptım.
What a pleasant journey we had!
- Ne keyifli bir yolculuk yaptık!
The day will soon come when we will conquer space and travel to the moon.
- Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek.
Time travel is possible.
- Zamanda yolculuk mümkündür.
Congratulations! You just won a free cruise to the Bahamas!
- Tebrik ederiz! Bahamalar'a ücretsiz yolculuk kazandınız!
Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum.
- Gemiyle yolculuk yapmayı severim.
Gemiyle yolculuk yapmayı severim.
- Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum.