Shut your yapper or I'll shut it for you!.
The girl did nothing but cry.
 - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
Did you do it by yourself?
 - Onu kendin mi yaptın?
Regardless of what he does, he does it well.
 - Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
She doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
 - Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
 - Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
We'll do it when we have time.
 - Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
You must do it yourself.
 - Onu kendin yapmalısın.
Beer bottles are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
This table is made of wood.
 - Bu masa tahtadan yapılmıştır.
Tom worries about making mistakes at work.
 - Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
He is afraid of making mistakes.
 - Hata yapmaktan korkuyor.
Dr. Jackson is performing an autopsy.
 - Dr. Jackson otopsi yapıyor.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
 - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
Having done my homework, I watched the baseball game on television.
 - Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
If it had not been for her help, you would never have done it.
 - Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
A molecule is made up of atoms.
 - Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
She made up her face in 20 minutes.
 - O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
What did you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaptın?
Tom doesn't know what to make of this.
 - Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
Rio's carnival is held in February.
 - Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
Before the match, an opening ceremony was held in the Yoyogi stadium.
 - Maçtan önce Yoyogi stadyumunda bir açılış töreni yapıldı.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
They made John chairman of the committee.
 - Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
She made coffee for all of us.
 - O hepimiz için kahve yaptı.
Butter is made from milk.
 - Tereyağı sütten yapılır.
The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
 - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
A good daughter will make a good wife.
 - İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
Tom committed a bank robbery.
 - Tom bir banka soygunu yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.