Shut your yapper or I'll shut it for you!.
The girl did nothing but cry.
 - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
Did you do it by yourself?
 - Onu kendin mi yaptın?
She doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
He doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
I'm doing this for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
I'm doing it for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
Can you do it in one day?
 - Onu bir günde yapabilir misin?
We'll do it when we have time.
 - Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
Beer bottles are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Don't be afraid of making mistakes.
 - Hatalar yapmaktan korkmayın.
He was guilty of making a mistake.
 - O, bir hata yapmaktan suçluydu.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
 - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
They assisted him in performing the operation.
 - Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
It can be done in a day.
 - O, bir günde yapılabilir.
She can't have done such a thing.
 - O öyle bir şey yapmış olamaz.
A molecule is made up of atoms.
 - Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
She made up her face in 20 minutes.
 - O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
What do you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaparsın?
Tom and Mary aren't quite sure what to make of this.
 - Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.
Rio's carnival is held in February.
 - Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
Parliamentary elections will be held in Germany in 2017.
 - Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.
They voted to create a committee.
 - Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
The committee had a long session.
 - Komite uzun bir oturum yaptı.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
She made coffee for all of us.
 - O hepimiz için kahve yaptı.
A good daughter will make a good wife.
 - İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
 - İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
Tom committed a bank robbery.
 - Tom bir banka soygunu yaptı.