Tom doesn't do anything.
- Tom bir şey yapmıyor.
Tom doesn't plan to go to Mary's concert.
- Tom Mary'nin konserine gitmek için plan yapmıyor.
Did you do it by yourself?
- Onu kendin mi yaptın?
You didn't do a very good job, I said.
- Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
Regardless of what he does, he does it well.
- Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
He doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
- Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
I'm doing it for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
Did you do it by yourself?
- Onu kendin mi yaptın?
Can you do it in one day?
- Onu bir günde yapabilir misin?
This table is made of wood.
- Bu masa tahtadan yapılmıştır.
Beer bottles are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
Tom worries about making mistakes at work.
- Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
He is afraid of making mistakes.
- Hata yapmaktan korkuyor.
They assisted him in performing the operation.
- Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
The coroner is performing an autopsy on Tom to find out why he died.
- Adli tabip onun neden öldüğünü bulmak için Tom üzerinde bir otopsi yapıyor.
He cannot have done such a thing.
- Öyle bir şey yapmış olamaz.
It can be done in a day.
- O, bir günde yapılabilir.
A molecule is made up of atoms.
- Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
This stool is made up of leather and wood.
- Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.
What do you make of that?
- Onunla ilgili ne yaparsın?
Tom doesn't know what to make of this.
- Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
Rio's carnival is held in February.
- Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
Before the match, an opening ceremony was held in the Yoyogi stadium.
- Maçtan önce Yoyogi stadyumunda bir açılış töreni yapıldı.
They made John chairman of the committee.
- Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
The committee had a long session.
- Komite uzun bir oturum yaptı.
Butter is made from milk.
- Tereyağı sütten yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
I know you can make it.
- Yapabileceğini biliyorum.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
- İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
He committed an illegal act.
- O, yasa dışı bir eylem yaptı.
He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant.
- O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.