verheiratet

listen to the pronunciation of verheiratet
Almanca - Türkçe
{fer'hayra: tıt} evli
evli

Lisa Lillien, Dan Schneider ile evli. - Lisa Lillien ist mit Dan Schneider verheiratet.

Evliyim ve iki oğlum var. - Ich bin verheiratet und habe zwei Söhne.

evlenmiş
evlen

Artık seninle evlenmek istemiyorum. - Ich möchte nicht mehr mit dir verheiratet sein.

evlenen
evlenerek
evlik
evliler
nikâhlı
nikah altında
İngilizce - Türkçe

verheiratet teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

married
evli

Felicja, Łazarz adında yakışıklı bir adamla evli. - Felicja is married to a handsome man called Lazarz.

Larry Ewing evli ve iki çocuk babasıdır. - Larry Ewing is married and the father of two children.

coupled
birleşmiş
coupled
birleştirilmiş
married
(sıfat) evli
coupled
bağlı
coupled
akuple
married
evlilik

Tom ve Mary'nin on üç yıllık mutlu bir evlilikleri var. - Tom and Mary have been happily married for thirteen years.

Evlilik hayatına alışmak uzun zaman alır. - It takes a lot of time getting used to married life.

married
evlilikle ilgili
married
{f} evlen

O, Kanadalı bir kızla evlendi. - He married a Canadian girl.

Onlar Noel Yortusu'nda evlendiler. - They married on Christmas Eve.

coupled
birleştir(mek)
married
marry evlendir/evlen
married off
evlendirilmeleri
coupled
{s} çiftleşmiş
coupled
(sıfat) çiftleşmiş
coupled
birleştir
married
evliliğe veya evlilere
married
{s} to ile evli
married
{s} evliliğe/evlilere özgü