verheiratet

listen to the pronunciation of verheiratet
Немецкий Язык - Турецкий язык
{fer'hayra: tıt} evli
evli

Lisa Lillien, Dan Schneider ile evli. - Lisa Lillien ist mit Dan Schneider verheiratet.

Erkek kardeşlerimin her ikisi de evlidir. - Meine zwei Brüder sind beide verheiratet.

evlenmiş
evlen

Artık seninle evlenmek istemiyorum. - Ich möchte nicht mehr mit dir verheiratet sein.

evlenen
evlenerek
evlik
evliler
nikâhlı
nikah altında
Английский Язык - Турецкий язык

Определение verheiratet в Английский Язык Турецкий язык словарь

married
evli

Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler. - Some young Japanese people prefer being single to being married.

Larry Ewing evli ve iki çocuk babasıdır. - Larry Ewing is married and the father of two children.

coupled
birleşmiş
coupled
birleştirilmiş
married
(sıfat) evli
coupled
bağlı
coupled
akuple
married
evlilik

Evlilik hayatına alışmak uzun zaman alır. - It takes a lot of time getting used to married life.

Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor. - Patterns of married life are changing a lot.

married
evlilikle ilgili
married
{f} evlen

O, Kanadalı bir kızla evlendi. - He married a Canadian girl.

Onlar Noel Yortusu'nda evlendiler. - They married on Christmas Eve.

coupled
birleştir(mek)
married
marry evlendir/evlen
married off
evlendirilmeleri
coupled
{s} çiftleşmiş
coupled
(sıfat) çiftleşmiş
coupled
birleştir
married
evliliğe veya evlilere
married
{s} to ile evli
married
{s} evliliğe/evlilere özgü
Немецкий Язык - Английский Язык