to visualize; imagine

listen to the pronunciation of to visualize; imagine
İngilizce - Türkçe

to visualize; imagine teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

think
sanmak

Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir. - Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.

think
düşünmek

Ne hakkında konuştuğumu bildiğimi düşünmek istiyorum. - I like to think I know what I'm talking about.

Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil. - I cannot help thinking that my son is still alive.

think
{f} düşün

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür. - The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.

think
{f} düşünmek: Shut up! I'm thinking. Sus! Düşünüyorum. What are you thinking? Neyi düşünüyorsun? I'm thinking how ridiculous this
think
{f} zannetmek
think
{i} düşünce

Bu makale düşüncemi etkileyecek. - This article will affect my thinking.

Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor. - His book incorporates all his thinking on the subject.

think
mütalaa etmek
think
{f} aklından geçirmek
think
tefekkür etmek
think
aklına sığdırmak
think
(Bilgisayar) düşünür

Onlar kişinin mütevazı ya da tembel olduğunu düşünürdü. - They would think the person is modest or lazy.

O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm. - Every time I hear that song, I think of my high school days.

think
tahmin etmek

Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil. - There is no telling what he is thinking.

think
ummak
think
beklemek

Üç saatten daha fazla beklemek zorunda olacağını sanmıyorum. - I don't think you'll have to wait for more than three hours.

Ne kadar süre beklemek zorunda kalacağımızı düşünüyorsun? - How long do you think we'll have to wait?

think
ölçünmek
think
hatıra getirmek
think
bir fikirde olmak
think
teemmül etmek
think
(fiil) düşünmek, saymak, anmak, sanmak, tasavvur etmek, zannetmek, aklından geçirmek, planlamak
think
{f} anmak
to imagine
hayal etmek

Televizyon ya da internet olmayan hayatı hayal etmek zor. - It's difficult to imagine life without television or the Internet.

Onu hayal etmek neredeyse imkansız. - It's almost impossible to imagine.

to imagine
hayale
to imagine
hayalinde canlandırmak
to imagine
imgelemek
İngilizce - İngilizce
think
To imagine
fancy