to squander

listen to the pronunciation of to squander
İngilizce - Türkçe

to squander teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

blow
{f} kaçırmak (fırsat)
squander
har vurup harman savurmak
squander
israf etmek

Kamu fonlarını israf etmekle suçlandı. - He was accused of squandering public funds.

blow
(rüzgar) esmek
blow
çalınmak
blow
düşmek
squander
müsrif
squander
boş yere harcamak
squander
hesapsızca harcamak
squander
hesapsızca tüketmek
squander
dibine darı ekmek
blow
yanmak
blow
çabuk çabuk solumak
blow
sürüklemek
blow
(sigorta/vb.) atmak
squander
çar çur etmek
squander
israf et

Yeni kazandığın parayı israf etme! - Don't squander your newly earned money!

Kamu fonlarını israf etmekle suçlandı. - He was accused of squandering public funds.

blow
üf

Çocuklar kabarcıklar üflüyor. - The children are blowing bubbles.

Tom pastadaki tüm mumları üfleyip söndüremedi. - Tom wasn't able to blow out all the candles on the cake.

blow
{f} uçurmak
blow
{f} uçurmak; uçmak: The wind has blown off the chimney cowl. Rüzgâr bacanın külahını uçurdu
blow
{i} yumruk

Tom, Noel yemeğinde ofisteki bir arkadaşı ile yumruk yumruğa girdi. - Tom came to blows with a colleague at the office Christmas lunch.

O yüzüme bir yumruk attı. - He dealt me a blow in the face.

blow
{i} şanssızlık
blow
{f} su fışkırtmak (balina)
blow
{f} soluk soluğa kalmak
blow
{f} çarçur etmek (Argo)
blow
{i} şok

Bu beni hâlâ şok ediyor. - It still blows my mind.

blow
öttürmek
blow
{f} patlamak
squander
{f} saçıp savurmak
squander
çarçur et
squander
{f} heba etmek
squander
boş yere harcama
squander
{f} boşa harcamak
squander
{f} çarçur etmek
squander
{i} boşa harcama
squander
{i} müsriflik
squander
{i} israf

Kamu fonlarını israf etmekle suçlandı. - He was accused of squandering public funds.

Yeni kazandığın parayı israf etme! - Don't squander your newly earned money!

İngilizce - İngilizce
blow
prodigate
To waste, lavish, splurge
{v} to spend lavishly, spend, dissipate
To spend lavishly or profusely; to spend prodigally or wastefully; to use without economy or judgment; to dissipate; as, to squander an estate
{i} wasteful spending of money or other resources
To waste
To scatter; to disperse
To wander at random; to scatter
spend thoughtlessly; throw away; "He wasted his inheritance on his insincere friends"; "You squandered the opportunity to get and advanced degree"
{f} waste money or other resources, fritter away, misuse
If you squander money, resources, or opportunities, you waste them. Hooker didn't squander his money on flashy cars or other vices He had squandered his chances to win. to carelessly waste money, time, opportunities etc
To spend lavishly; to be wasteful
spend extravagantly; "waste not, want not"
The act of squandering; waste
to squander

    Heceleme

    to squan·der

    Türkçe nasıl söylenir

    tı skwändır

    Telaffuz

    /tə ˈskwändər/ /tə ˈskwɑːndɜr/