Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
 - I don't want to force you to do that.
Linda Dan'ı onunla evlenmeye zorlamak için asılsız gebelik iddialarında bulundu.
 - Linda made false claims of pregnancy to force Dan to marry her.
Hoover, Amerikan kuvvetlerini Nikaragua'dan geri çekti.
 - Hoover withdrew American forces from Nicaragua.
Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı.
 - Tom is a retired air force major.
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
 - At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.
 - Japanese forces marched into Burma.
Yasa artık yürürlükte değil.
 - The law is no longer in force.
Bu kanun hâlâ yürürlükte mi?
 - Is that law still in force?
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
 - I was forced to sign my name.
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
 - Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
 - Persuasion is often more effectual than force.