to obtain something that is wanted

listen to the pronunciation of to obtain something that is wanted
İngilizce - Türkçe

to obtain something that is wanted teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

win
{i} galibiyet

Ricardo galibiyet için 500 Amerikan doları aldı. - Ricardo got US$ 500 for winning.

Tom galibiyet golünü attı. - Tom scored the winning goal.

win
{i} zafer

Amerikalı generaller kolay bir zafer kazanabileceklerine inanıyorlardı. - American generals believed they could win an easy victory.

Tom zaferi şarapla kutluyor. - Tom was celebrating the victory with wine.

win
{i} kazanma

Bir ödül kazanmak için yeterince yükseğe zıplamadı. - He didn't jump high enough to win a prize.

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu. - To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.

win
{i} başarı

Her zaman başarılı olamazsın. - You win some, you lose some.

Onlar bir şişe şarap açarak onun başarısını kutladılar. - They celebrated his success by opening a bottle of wine.

win
{f} kazanmak; (yarışma veya başka bir uğraşı sonucunda) elde etmek: Who won the contest? Yarışmayı kim kazandı? Utku's won the
win
isabet etmek
win
kazamak
win
ulaşmayı başarmak
win
{f} kazan

Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder. - If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu. - To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.

win
yengi
win
{f} galip gelmek
win
{f} kazanmak

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu. - To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.

Bir ödül kazanmak için yeterince yükseğe zıplamadı. - He didn't jump high enough to win a prize.

win
win by a head yarışta bir at
win
{f} (won, --ning)
win
birinci gelmek
win
birinci gelme
win
gayesine erişmek
win
{f} ikna etmek
İngilizce - İngilizce
win

The company hopes to win an order from the government worth over 5 million dollars.

to obtain something
(deyim) get your hands on something
to obtain something that is wanted

    Heceleme

    to ob·tain some·thing that I·s wanted

    Türkçe nasıl söylenir

    tı ıbteyn sʌmthîng dhıt îz wôntîd

    Telaffuz

    /tə əbˈtān ˈsəmᴛʜəɴɢ ᴛʜət əz ˈwôntəd/ /tə əbˈteɪn ˈsʌmθɪŋ ðət ɪz ˈwɔːntɪd/