to-intend

listen to the pronunciation of to-intend
İngilizce - Türkçe

to-intend teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

plan
{f} planlamak

Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır. - Planning the wedding before proposing is putting the cart before the horse.

Planlamak için başarısız olma başarısız olmak için planlamadır. - Failing to plan is planning to fail.

plan
{f} plan yapmak

Başarılı olmak için iyi bir plan yapmak zorundasın. - To be successful, you have to establish a good plan.

Bir plan yapmak zorundayız. - We have to make a plan.

plan
düşünce

Yeni plan hakkında seninle aynı düşüncede değilim. - I can't agree with you with regard to the new plan.

plan
tasar

Tüm Amerikan işçilerinin yaklaşık yarısının iş yeri emeklilik tasarruf planına girişleri yok. - About half of all American workers do not have access to workplace retirement savings plan.

Sigara içerken planı tasarladım. - I conceived of the plan while I was smoking.

plan
josparını çizmek
plan
niyet
plan
kroki
plan
working plan ilk tasarı
plan
(Askeri) PLAN: Genellikle bir şehir veya çok küçük bir bölgenin çok büyük ölçekli haritası
plan
yol

Tom Boston'a bir yolculuk için planlar yaptı. - Tom has made plans for a trip to Boston.

Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık. - We opposed his plan to build a new road.

plan
plan plannerplan yapan kimse
plan
tertip

Tom için bir parti tertip ettim. - I planned a party for Tom.

plan
{i} plan, düşünce, niyet, maksat
plan
(İnşaat) plan, program
plan
{i} taslak
plan
niyet maksat
plan
{f} planını çizmek
plan
{i} proje

Yeni projeyi üç saat tartıştıktan sonra, Andrew'un planının en iyi olduğu sonucuna vardık. - Having discussed the new project for three hours, we concluded that Andrew's plan was the best.

Tom'un o proje üzerinde çok fazla zaman harcamayı planladığından şüpheliyim. - I doubt that Tom planned to spend so much time on that project.

plan
{f} tasarlamak, planlamak
to intend
niyet etmek
İngilizce - İngilizce
plan
purport
propose
to-intend

    Videolar

    ... making art that you don't intend to have copied by people who like it, you're not making contemporary ...
    ... describe exactly what it is that you intend to do, not just saying, I'll sit down, but ...