Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
- Tom remained wide awake the whole night.
Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.
- The patrol cars cover the whole of the area.
Tom bütün gününü yatakta okuyarak geçirdi.
- Tom spent the whole day reading in bed.
Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.
- I spent the whole afternoon chatting with friends.