speedy; quick

listen to the pronunciation of speedy; quick
İngilizce - Türkçe

speedy; quick teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

soon
birazdan

O birazdan burada olacak. - He will be here soon.

Birazdan yemek yiyeceğiz. - We'll be eating soon.

soon
neredeyse
soon
pek yakında
soon
hemen

Okulun yakıldığına dair haberler şehirde hemen yayıldı. - The news that the school had been burned down soon spread though the town.

O, üniversiteden mezun olduktan hemen sonra evlendi. - She got married soon after her graduation from the college.

soon
erken

Üzgünüm sana daha erken yazamadım. - I'm sorry I couldn't write to you sooner.

Eğer ambulans biraz daha erken gelseydi Tom hayatta kalabilirdi. - Tom could have survived if the ambulance had arrived a little sooner.

soon
(zarf) çok geçmeden, yakında, pek yakında, birazdan, biraz sonra, çabuk, erken, erkenden, hemen, neredeyse, seve seve
soon
sooner or later er geç
soon
ha bugün ha yarın
soon
er
soon
kolaylıkla
soon
çoka varmaz
soon
I would as soon go asBana göre gitmekle gitmemek birdir
soon
az sonra

Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum. - I am planning to book my flights to Berlin soon after.

Az sonra çay hazırdı. - Soon, the tea was ready.

soon
yakın zamanda

Yakın zamanda Boston'a geri gidecek misin? - Are you going back to Boston anytime soon?

Bu yakın zamanda olacakmış gibi görünmüyor. - It doesn't look as if that's going to happen any time soon.

soon
yakında

Sanırım yakında tüm işleri bitirmiş olacaksınız. - I think you will have done all the work soon.

Babam yakında kırk yaşında olacak. - My father will be forty soon.

soon
tercihan
soon
kısa bir süre içinde
soon
z. biraz sonra, birazdan, çok geçmeden, az zaman içinde
İngilizce - İngilizce
soon