sitz teriminin Almanca Türkçe sözlükte anlamı
- [der] oturma, oturuş; oturacak yer; konut, mesken, ikametgâh; merkez; (giysi) vücuda oturma
- e {zits} r oturuş; makam; oturacak yer
- koltuk vermek
- yerine oturtmak
- koltun
sitz teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- fit
- {f} uymak
Tom uymak için elinden geleni yapıyor.
-Tom is doing his best to fit in.
- fit
- {s} zinde
- Sitz bath
- Su seviyesi bele kadar gelecek şekilde küvet içinde oturarak yapılan banyo
- fit
- {i} uygun olma
Yalnızca onun iş için uygun olmadığını bulmak için çok çabalıyordu.
-He tried hard only to find that he was not fit for the job.
Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.
-A nervous person will not be fit for this job.
- fit
- {i} oturma
Bir keresinde yedi kişi benim arabama oturmayı başardı.
-I once managed to fit seven people in my car.
Bu mobilya parçası oturma odası için uygun değil.
-That piece of furniture is not fitting for the living room.
- fit
- formda olan
- fit
- uygun gelme
- fit
- -e yerleştirmek
- fit
- olmak
Kralın sadece bir çocuğu vardı ve o bir kızdı, bu yüzden ona ondan sonra kral olmak için uygun olacak bir koca temin edilmesi gerektiğini öngördü.
-The king had only one child, and that was a daughter, so he foresaw that she must be provided with a husband who would be fit to be king after him.
Burada öğretmen olmak için uygun olduğunu sanmıyorum.
-I don't think you're fit to be a teacher here.
- fit
- -e takmak
- fit
- uygun olmak
- fit
- uygunluk
Sen yaşına bakılmaksızın bir fiziksel uygunluk testi için başvuruda bulunabilirsin.
-You can apply for a physical fitness test regardless of your age.
- fit
- sağlıklı
Yoga stresle mücadeleye ve formda ve sağlıklı kalmaya yardımcı olabilir.
-Yoga can help you fight stress and stay fit and healthy.
Tom nispeten formda ve sağlıklı görünüyor.
-Tom is relatively fit and healthy.
- fit
- hazırlamak
- fit
- (Tıp) Sara
- fit
- patlayacak halde
- fit
- sıhhatli
- fit
- {f} yakışmak
- fit
- hazır
- fit
- {s} (bedenen) formda olan, spor yapmaya hazır
- fit
- (Tıp) Nöbet, kriz
İlgili Terimler
sitz teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- receiver
- fit
- seat
- receptable
- sit
Everybody wants to sit beside her.
-Alle wollen neben ihr sitzen.
We were so excited that we couldn't sit still.
-Wir waren so aufgeregt, dass wir nicht still sitzen konnten.
- Sitz einer Handelsgesellschaft
- (legal) domicile of a trading company
- Sitz gerade!
- Sit straightly!
- Sitz gerade!
- Sit up!
- Sitz mit verstellbarer Rückenlehne (Auto, Flugzeug, Bahn)
- reclining seat (car, aircraft, railways)
- Sitz ruhig, damit das Essen verdaut werden kann.
- Sit still and allow your meal to digest
- sitz!
- sit!
- Buggy (zusammenklappbarer Sitz-Kinderwagen)
- push-chair
- Buggy (zusammenklappbarer Sitz-Kinderwagen)
- buggy
- Buggy (zusammenklappbarer Sitz-Kinderwagen)
- stroller
- Der weiche Sitz sorgt für einen optimalen Fahrkomfort.
- The soft seat allows for optimum rider comfort
- Die Firma hat ihren Sitz in Tschechien.
- The company is domiciled in Czechia
- Firma mit Sitz im Ausland
- non-resident corporation
- Firma mit Sitz im Ausland
- non-resident company
- Ich sitz vorne!
- Bags I sit in the front seat!
- Ich sitz vorne!
- Dibs on the front seat!
- Ich verstaute meine Tasche unter dem Sitz.
- I stowed my bag under the seat
- Internationaler Strafgerichtshof (mit Sitz in Den Haag)
- International Criminal Court /ICC/ (based in The Hague)
- Nehmen Sie gefälligst Ihre Füße vom Sitz!
- Would you mind taking your feet off the seat?
- Tochtergesellschaften mit Sitz im Ausland
- foreign subsidiaries
- Ventil mit konischem Sitz
- conical valve
- Ventil mit konischem Sitz
- cone valve
- auf dem Sozius(sitz) mitfahren
- to ride pillion
- aufgeschrumpfter Sitz
- shrunk-on fit
- aufgeschrumpfter Sitz
- shrinkage fit
- aufgeschrumpfter Sitz
- shrink fit
- ein körperangepasster Sitz
- a contoured seat
- einen Sitz hochklappen
- to tip a seat up
- flacher Sitz
- flat fit (of contact lenses)
- mit Sitz in ...
- based in
- mit Sitz in ... (z. B. Firma)
- -based
- mitwachsen (Schreibtisch, Sitz)
- to be adjustable to suit children of different ages (desk, seat)
- mitwachsen (Schreibtisch, Sitz)
- to grow with the child/children
- seine Mitgliedschaft/seine Funktion/seinen Sitz/seinen Posten zurücklegen
- to resign one's membership/position/seat/post
- seinen Sitz in ... haben
- to be based in
- steiler Sitz
- steep fit (of contact lenses)
İlgili Terimler
sitz teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- Sitz Bath
- (Tıp) Hemoroid ve anal çatlak(Fisur) rahatsızlıklarını hafifletmek için hastanın içine oturtulduğu ve içinde bir miktar sıcak su bulunanÖzel bir plastik kap
İlgili Terimler
sitz teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- sitz bath
- A hydrotherapeutic bath taken in a sitting position
- sitz baths
- plural form of sitz bath
- Sitz bath
- A bath in which a person sits in water up to the hips
- sitz bath
- bathtub in which one bathes in a seated position; therapeutic bath taken in a sitz bath (often used to treat hemorrhoids)
- sitz bath
- A tub in which one bathes in a sitting posture; also, a bath so taken; a hip bath
- sitz bath
- a bathtub in which your buttocks and hips are immersed as if you were sitting in a chair and you bathe in a sitting position