Do you want some breakfast, darling?
- Biraz kahvaltı ister misin, sevgilim?
My sweet darling, I miss you so much.
- Benim tatlı sevgilim, seni o kadar çok özledim ki.
Let my beloved come into his garden, and eat the fruit of his apple trees.
- Benim sevgilim bahçesine gelsin ve elma ağaçlarının meyvesini yesin.
He lost his most beloved son.
- En sevgili oğlunu kaybetti.
I was aided by a dear friend.
- Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
She ran for dear life.
- O sevgili hayatı için koştu.
Buying jewelry for Valentines Day gifts is difficult.
- Sevgililer günü hediyeleri için mücevher satın almak zordur.
Sami gave Layla a Valentine's Day card.
- Sami, Leyla'ya bir Sevgililer Günü kartı verdi.
My lover doesn't love me.
- Sevgilim beni sevmiyor.
I love you, dear sister.
- Sevgili kız kardeşim, seni seviyorum.
Tom is such a sweetheart.
- Tom böyle bir sevgili.
Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary.
- Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.
Tom is not a very good lover.
- Tom çok iyi bir sevgili değil.
I can think of him as a very good friend, but I can't think of him as a lover.
- Onu çok iyi bir arkadaş olarak düşünebilirim fakat onu bir sevgili olarak düşünemem.
To tell the truth, she is my girlfriend.
- Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.
His girlfriend was there, too.
- Sevgilisi de oradaydı.
Wish all my friends and loved one Happy New Year.
- Bütün arkadaşlarıma ve sevgilime Mutlu Yıllar diliyorum.
You're the teacher's pet.
- Sen öğretmenin sevgilisisin.
And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.
- Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.
She's got a Turkish boyfriend.
- Onun Türk bir sevgilisi var.
I'm angry with my boyfriend for forgetting about Valentine's Day.
- Sevgililer Gününü unuttuğu için erkek arkadaşıma kızgınım.
My significant other works at a language school and loves it very much.
- Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.
Tom is such a sweetheart.
- Tom böyle bir sevgili.
I call my sweetheart darling.
- Ben canım sevgilimi ararım.
I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective.
- Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.
I'm going to meet my brother's girlfriend tonight.
- Bu gece kardeşimin sevgilisiyle buluşacağım.
To tell the truth, she is my girlfriend.
- Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.
Tom and Mary are talking about what they'll do on Valentine's Day.
- Tom ve Mary Sevgililer Günü'nde ne yapacakları hakkında konuşuyor.
I can't wait for Valentine's Day!
- Sevgililer günü için sabırsızlanıyorum!
Translations are like lovers- the beautiful ones are never faithful, and the faithful ones are never beautiful.
- Çeviriler sevgililer gibidir.Güzel olanlar sadık değildir ve sadık olanlar güzel değildir.
They are our dearest friends.
- Onlar bizim en sevgili arkadaşlarımız.