I want to buy a pair of ski boots.
- Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
What do you want to buy?
- Ne satın almak istiyorsun?
I want to purchase property in Boston.
- Boston'da emlak satın almak istiyorum.
The couple wants to purchase a home.
- Çift, bir ev satın almak istiyor.
I want to purchase property in Boston.
- Boston'da emlak satın almak istiyorum.
The couple wants to purchase a home.
- Çift, bir ev satın almak istiyor.
This necklace is so beautiful that I'd like to buy in for my wife.
- Bu kolye o kadar güzel ki, karım için satın almak istiyorum.
I went to the department store with a view to buying a present.
- Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.
I love buying on eBay.
- eBay'dan satın almayı çok seviyorum.
They are saving their money for the purchase of a house.
- Bir evi satın almak için onlar paralarını tasarruf ediyorlar.
I want to know if you will refund the full purchase price.
- Tam satın alma bedelini geri ödeyip ödemeyeceğinizi bilmek istiyorum.
What do you want to buy?
- Ne satın almak istiyorsun?
I love buying on eBay.
- eBay'dan satın almayı çok seviyorum.
I bought a new personal computer yesterday.
- Dün yeni bir PC satın aldım.
I bought a bottle of beer at the liquor store.
- Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.
I think you should probably see someone from Purchasing.
- Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.
Purchasing power has greatly fallen.
- Satın alma gücü çok düştü.
I would like to purchase some boots.
- Bazı botlar satın almak istiyorum.
I purchased a new car last week.
- Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.
The Argentine president said that diabetes is a disease of people with high purchasing power.
- Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.
I think you should probably see someone from Purchasing.
- Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.
Please do not buy it.
- Lütfen onu satın alma.
I will only buy the car if they repair the brakes first.
- Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.
I went to the department store with a view to buying a present.
- Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.
I love buying on eBay.
- eBay'dan satın almayı çok seviyorum.