Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Ben biraz İngilizce öğreniyorum.
- I am learning a little English.
Kuralları azıcık ihlal etmekten korkma.
- Don't be afraid to break the rules a little.
Tom azıcık erken geldi.
- Tom was a little early.
Lütfen AC'yi bir parça aç.
- Please turn up the AC a little bit.
O pastadan bir parça alabilir miyim?
- Could I get a little piece of that cake?
Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.
- You may be right, but we have a slightly different opinion.
Tom çok az kıskanç görünüyordu.
- Tom sounded slightly jealous.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.
- My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf.
Tom, bugün biraz keyfsiz.
- Tom is slightly under the weather today.
I slept a little during lunch break because I was so tired.
- Ich habe während der Mittagspause ein wenig geschlafen, weil ich so müde war.
I was a little surprised.
- Ich war ein wenig überrascht.