Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir.
- Physical changes are directly related to aging.
Bilgisayarlarla ilgili iş yaparım.
- I do work related to computers.
Gerçekten ilişkiniz var mı?
- Are you guys really related?
Müzik ve ses çok ilişkilidir.
- Music and sound are very related.
Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.
- The amount of paper produced by a country is closely related to its cultural standards.
Onunla akraba mısınız?
- Are you related to him?
Tom Mary ile akrabadır.
- Tom is related to Mary.
Tom'la nasıl ilişki kuruyorsun?
- How are you related to Tom?
Onunla iyi ilişki kurabilirim.
- I can relate to that.
Tom'la nasıl ilişki kuruyorsun?
- How are you related to Tom?
The sales-related activities of agent shall be limited to the following groups of customers.
Kimlik yere bağlıdır.
- The identity is related to the place.
Bu iki şey alakalı değil.
- Those two things aren't related.
Eski İtalyan para birimi liretti ve sembolü ₤ idi. Liret Türk lirasıyla alâkalı değildir.
- The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.
Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.
- The amount of paper produced by a country is closely related to its cultural standards.
Salatalık, karpuzla ilişkilidir.
- A cucumber is related to a watermelon.
Everyone is related to their parents.
Gun-related crime.
Electric and magnetic forces are closely related.
... So we tried to collect all kinds of data related to the ...
... We flip the card over and we then show you related items ...