reach; succeed

listen to the pronunciation of reach; succeed
İngilizce - Türkçe
ulaşmak; başarılı
arrive
{f} varmak

Nancy asla zamanında varmaktan geri kalmaz. - Nancy never fails to arrive on time.

Biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz. - We must hurry if we want to arrive at the station on time.

arrive
{f} ulaşmak

İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar! - Firefighters are trying desperately to reach the scene of the accident. Let's hope they arrive before it's too late!

arrive
{f} varmak; gelmek: When will we arrive? Ne zaman varacağız? Has the mail arrived? Posta geldi mi?
arrive
{f} gelmek

İşyerine ter içinde gelmek istemiyorum. - I don't want to arrive all sweaty at work.

Ben gelmek istiyorum. - I would like to arrive.

arrive
varış
arrive
gelen kimse
arrive
arrival geliş
arrive
{f} başarı kazanmak
arrive
dönmek
arrive
bir ereğe ulaşmak
arrive
doğmak
arrive
yetişmek
arrive
gelip çatmak
arrive
ulaş

Biz bekledik ama o ulaşamadı. - We waited but he failed to arrive.

Dün Tokyo'ya ulaştım. - Yesterday I arrived in Tokyo.

arrive
üstesinden gelmek
arrive
gelip dayanmak
İngilizce - İngilizce
{f} arrive
reach; succeed