mantıkçı

listen to the pronunciation of mantıkçı
Türkçe - İngilizce
dialectician
logicist
{i} logician

From a drop of water a logician could predict an Atlantic or a Niagara. - Bir damla sudan bir mantıkçı bir Atlantik veya bir Niagara'yı tahmin edebilir.

mantık
logic

Logic is obviously your strong point. - Mantık açıkça senin güçlü noktandır.

The end of which there were two little sketches of rhetoric and logic, the latter finishing with a specimen of a dispute in the Socratic method. - Onun sonunda konuşma sanatı ve mantık ile ilgili , Socrates metodunda herhangi bir anlaşmazlık örneği ile biten ikincisinin sonunda iki küçük skeç vardı.

mantık
{i} reason

You should be more reasonable. - Daha mantıklı olmalısın.

I'm trying to be reasonable. - Mantıklı olmaya çalışıyorum.

mantık
rationale
mantık
rhyme or reason
mantık
logics
mantık
dialectic
mantık
reasoning
mantık
rationality
mantık
logic; reason, sense
mantık
reason, sense, good judgment
Türkçe - Türkçe
Kesin ve sağlam bir yönteme göre akıl yürüten (kimse)
Mantık bilimiyle uğraşan (kimse)
Mantık derslerini veren öğretmen
MANTIK
(Osmanlı Dönemi) (İntak. dan) Konuşturan, söyleten
MANTIK
(Osmanlı Dönemi) Akıl, nutuk, söz
MANTIK
(Osmanlı Dönemi) Doğru muhakeme ve doğru düşünceyi öğreten ilim. Akıl kaidesi
Mantık
eseme
Mantık
lojik
mantık
Doğru düşünmenin yolu ve yöntemi
mantık
Doğru düşünme sanatı ve bilimi: "Akılla, mantıkla açıklanmayacak durumlar vardır dünyada."- N. Cumalı
mantık
Doğru düşünmenin yolu ve yöntemi: "Ali Rıza bey gerçi bir vakit bu mantığa kulak vermiyor göründü."- R. N. Güntekin
mantık
Doğru düşünme sanatı ve bilimi
mantık
Düşüncenin ve düşüncenin varlık biçimlerinin, ögelerinin, türlerinin, olanaklarının, yasalarının ve düşünce bağlamlarının bilimi
mantıkçı