mantıkçı

listen to the pronunciation of mantıkçı
Турецкий язык - Английский Язык
dialectician
logicist
{i} logician

From a drop of water a logician could predict an Atlantic or a Niagara. - Bir damla sudan bir mantıkçı bir Atlantik veya bir Niagara'yı tahmin edebilir.

mantık
logic

That's reversing the logical order of things. - Bu, şeylerin mantık sırasını ters çevirmedir.

Logic is obviously your strong point. - Mantık açıkça senin güçlü noktandır.

mantık
{i} reason

She allowed that my offer was reasonable. - O, benim önerimin mantıklı olduğunu kabul etti.

Try and come up with a more reasonable excuse next time. - Bir dahaki sefere daha mantıklı bir gerekçe bulmayı dene.

mantık
rationale
mantık
rhyme or reason
mantık
logics
mantık
dialectic
mantık
reasoning
mantık
rationality
mantık
logic; reason, sense
mantık
reason, sense, good judgment
Турецкий язык - Турецкий язык
Kesin ve sağlam bir yönteme göre akıl yürüten (kimse)
Mantık bilimiyle uğraşan (kimse)
Mantık derslerini veren öğretmen
MANTIK
(Osmanlı Dönemi) (İntak. dan) Konuşturan, söyleten
MANTIK
(Osmanlı Dönemi) Akıl, nutuk, söz
MANTIK
(Osmanlı Dönemi) Doğru muhakeme ve doğru düşünceyi öğreten ilim. Akıl kaidesi
Mantık
eseme
Mantık
lojik
mantık
Doğru düşünmenin yolu ve yöntemi
mantık
Doğru düşünme sanatı ve bilimi: "Akılla, mantıkla açıklanmayacak durumlar vardır dünyada."- N. Cumalı
mantık
Doğru düşünmenin yolu ve yöntemi: "Ali Rıza bey gerçi bir vakit bu mantığa kulak vermiyor göründü."- R. N. Güntekin
mantık
Doğru düşünme sanatı ve bilimi
mantık
Düşüncenin ve düşüncenin varlık biçimlerinin, ögelerinin, türlerinin, olanaklarının, yasalarının ve düşünce bağlamlarının bilimi
mantıkçı
Избранное