Plan öncelik ve aciliyeti düşürmektedir.
- Being less urgent, this plan is lower in priority.
Tom fiyatı düşürmek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to lower the price.
Baldır kası alt bacağın arkasında yer alır.
- The calf muscle is located on the back of the lower leg.
Tom alt rafa bir şey koymak için çömeldi.
- Tom squatted down to put something on the lower shelf.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.
- Hanover is the capital of Lower Saxony.
Fiyatlarımız şimdi daha düşük!
- Our rates are now lower!
Hükümet düşük gelirli aileler için vergileri düşürdü.
- The government lowered taxes for lower-income families.
Tom onun ev sahibi kirayı düşürdüğü için mutlu oldu.
- Tom was happy that his landlord lowered the rent.
İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..
- Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback.
Biz Quebec, Kanada'da bir Fransızca dil okulu için en düşük fiyatı garanti ediyoruz.
- We guarantee the lowest price for a French language school in Quebec, Canada.
Biz Quebec eyaletinin dil akademilerindeki en düşük fiyatı garanti ediyoruz.
- We guarantee the lowest price in language academies in the province of Québec.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
Lowered softly with a threefold cord of love Down to a silent grave. Alfred Tennyson.