kullanıcı

listen to the pronunciation of kullanıcı
Türkçe - İngilizce
user

In Soviet Russia, the computer uses the user! - Sovyet Rusya'sında, bilgisayar kullanıcıyı kullanır!

Would you like to become a trusted user? - Güvenilir bir kullanıcı olmak istiyor musunuz?

occupant
client
consumer
party
(Bilgisayar) logged on as:
(Bilgisayar) client/server
(Bilgisayar) run as
logged on as
logged in as
users

Users of Tatoeba shouldn't feel alone and desperate. - Tatoeba kullanıcıları kendilerini yalnız ve çaresiz hissetmemeliler.

Some cookies are stored indefinitely on users' hard drives. - Bazı cookie'ler kullanıcıların sabit disklerinde süresiz olarak kaydedilir.

wielder
kullanıcı dostu
(Bilgisayar) User friendly

The software is user friendly, so everyone can work with it easily.

Kullanıcı Kılavuzu
Owners Guide , User's Guide
Kullanıcı arabirimi
UI(User Interface)
kullanıcı adı
user name
kullanıcı erişimi
user access
kullanıcı ihtiyaçları veritabanı
(Askeri) user requirements database
kullanıcı kitaplığı
user library
kullanıcı oltası
user hook
kullanıcı programı
user program
kullanıcı tanıma
(Askeri) user identification
kullanıcı testi
user testing
kullanıcı yazılımı
home-grown software
kullanıcı ülke
(Askeri) user nation
kullanıcı/makine arayüzü
(Askeri) man/machine interface
kullan
{f} using

I've quit using French with you. - Seninle Fransızca kullanmayı bıraktım.

He broke the machine by using it incorrectly. - O, yanlış kullanarak makineyi bozdu.

kullan
{f} used

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

The gym is used for the ceremony. - Spor salonu, tören için kullanıldı.

anonim kullanıcı
(Bilgisayar) anonymous user
birden çok kullanıcı
(Bilgisayar) multiple users
ikincil kullanıcı
(Bilgisayar) indirect user
usta kullanıcı
(Bilgisayar) power user
yetkili kullanıcı
licensed user (software)
yetkili kullanıcı
(Bilgisayar) licensed user
kullan
{f} exploiting

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
{f} ply
kullan
utilize

I want you to utilize that object. - O nesneyi kullanmanı istiyorum.

Atomic energy can be utilized for peaceful purposes. - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.

kullan
used to

My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along. - Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.

That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition. - O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.

kullan
make use of

The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair. - Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.

You should make use of this chance. - Bu şansı kullanmalısınız.

kullan
{f} use

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

Na'vi language is used in Avatar. - Na'vi dili Avatar'da kullanılır.

kullan
{f} exploit

The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them. - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
wield

Sami was wielding a knife. - Sami bir bıçak kullanıyordu.

Do you know how to wield an épée? - Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?

kullan
get round
kullan
got round
kullan
(Bilgisayar) play

Do you usually use a pick when you play the guitar? - Gitar çaldığında bir mızrap kullanıyor musun?

Notice how the player uses his elbows. - Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.

bilgisayarı ile başka bir sistemi bozan kullanıcı
hacker
kullanıcılar
users

Google collects the private information of their users. - Google, kullanıcılarının özel bilgilerini topluyor.

Users of Tatoeba shouldn't feel alone and desperate. - Tatoeba kullanıcıları kendilerini yalnız ve çaresiz hissetmemeliler.

Müşterek Kullanıcı El Kitabı-Mesaj Metin Formatı
(Askeri) Joint User Handbook-Message Text Formats
bilinmeyen kullanıcı
(Bilgisayar) unknown user
farklı bir kullanıcı
(Bilgisayar) another user
farklı kullanıcı
(Bilgisayar) another user
http kullanıcı aracısı
(Bilgisayar) http user agent
modifiye kullanıcı
(Tıp) modified user
oturum açan kullanıcı
(Bilgisayar) logged on user
uygulama kullanıcı grubu
(Askeri) application user group
yerel kullanıcı terminali
(Askeri) local user terminal
zaruri kullanıcı baypası tahsisi
(Askeri) assign essential user bypass
ziyaret eden kullanıcı
(Bilgisayar) visiting user
önemli kullanıcı baypası
(Askeri) essential user bypass
önemli kullanıcı yeniden anahtarlama değişkeni
(Askeri) essential user rekeying variable
kullanıcı