Tom says that Mary definitely won't accept the job.
- Tom Mary'nin kesinlikle işi kabul etmeyeceğini söylüyor.
Tom says that Mary definitely wanted to go with us, so we should wait.
- Tom Mary'nin kesinlikle bizimle birlikte gitmek istediğini söylüyor, bu yüzden beklemeliyiz.
You can certainly swim in the lake, but there is no sense in doing so.
- Gölde kesinlikle yüzebilirsin fakat öyle yapmanın anlamı yok.
If you’ve only slept for three hours, you certainly won’t do well in the exam.
- Sadece üç saat uyuduysan, kesinlikle sınavda iyi yapmayacaksın.
I agree with you absolutely.
- Ben kesinlikle size katılıyorum.
It is absolutely impossible to do so.
- Öyle yapmak kesinlikle imkansızdır.
That's exactly what Tom was afraid of.
- Bu Tom'un kesinlikle korktuğu şey.
I can't exactly tell Tom that.
- Onu Tom'a kesinlikle söyleyemem.
That's precisely why I need to meet Tom.
- Tom'la tanışmak istememin nedeni kesinlikle bu.
He is precisely the man we're looking for.
- O kesinlikle aradığımız adam.
Smoking is strictly forbidden here.
- Burada sigara içmek kesinlikle yasaktır.
This is strictly between us.
- Bu kesinlikle aramızdadır.
Even if he's very nice, I don't really trust him.
- Çok kibar olsa bile ona kesinlikle güvenmiyorum.
I really want another chance.
- Ben kesinlikle bir şans daha istiyorum.
The atmosphere in the room was decidedly frosty.
- Odadaki atmosfer kesinlikle soğuktu.
That politician is by no means honest.
- O politikacı kesinlikle dürüst değil.
This is by no means easy reading.
- Bu kesinlikle kolay okunmuyor.
That's precisely why I need to meet Tom.
- Tom'la tanışmak istememin nedeni kesinlikle bu.
He is precisely the man we're looking for.
- O kesinlikle aradığımız adam.
She flatly refused to let him in.
- Onun içeri girmesine kesinlikle izin vermedi.
His secretary flatly denied leaking any confidential information.
- Onun sekreteri, gizli bilgiyi sızdırmayı kesinlikle reddetti.
The day will surely come when your dream will come true.
- Hayalinin gerçekleşeceği gün kesinlikle gelecek.
Esperanto is surely an enormous waste of time!
- Esperanto kesinlikle çok büyük bir zaman kaybı!
You are bound to fail unless you study harder.
- Daha çok çalışmazsan, kesinlikle başarısız olursun.
He is bound to pass the test.
- O kesinlikle sınavı geçecek.