in the public eye

listen to the pronunciation of in the public eye
İngilizce - Türkçe
(deyim) tanınmış
(deyim) meşhur
gözü önünde
(deyim) ünlü
famous
meşhur

İrlanda oya işleriyle meşhurdur. - Ireland is famous for lace.

Zülfikar, dördüncü İslam halifesi olan Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı. - Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.

famous
ünlü

Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü. - The singer is famous not only in Japan but also in Europe.

Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü. - His book is famous not only in England but also in Japan.

famous
{s} tanınmış

O tanınmış bir dağdır. - That's a famous mountain.

Mary tanınmış bir pop yıldızıdır. - Mary is a famous pop star.

famous
adlı
famous
adlı sanlı
famous
şanlı
be in the public eye
Ünlü olmak, herkes tarafından tanınmak
in the sun
(deyim) Kamunun gözünde, halkın gözü önünde
be in the public eye
(deyim) toplumun göz önünde olmak
be in the public eye
halkın gözünde olmak
be in the public eye
(deyim) toplum tarafından tanınmak
be in the public eye
(deyim) maruf olmak
famous
famously meşhur olarak
famous
{s} tatminkâr
famous
{s} mükemmel

Biz mükemmel bir biçimde geçindik. - We got along famously.

famous
belli
İngilizce - İngilizce
(deyim) in the sun
famous
exposed to the public, having much attention from the general public
in the public eye

    Heceleme

    in the pub·lic eye

    Türkçe nasıl söylenir

    în dhi pʌblîk ay

    Telaffuz

    /ən ᴛʜē ˈpəblək ˈī/ /ɪn ðiː ˈpʌblɪk ˈaɪ/

    Videolar

    ... he wasn't in the public eye. Now, you guys can't afford to experiment with the Blogger ...