tatminkâr

listen to the pronunciation of tatminkâr
Türkçe - İngilizce
favorable

His new book met with a favorable reception. - Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.

I'm looking forward to receiving a favorable answer from you. - Sizden tatminkar bir yanıt almayı dört gözle bekliyorum.

favourable [Brit.]
satisfactory, satisfying
gratifying
grateful
satisfactory

The rent is high, otherwise the room is satisfactory. - Kira yüksek, onun dışında oda tatminkar.

His explanation is by no means satisfactory. - Onun açıklaması hiç bir şekilde tatminkâr değildir.

comfortable
famous
(Konuşma Dili) all right
gratification
satisfactory

The rent is high, otherwise the room is satisfactory. - Kira yüksek, onun dışında oda tatminkar.

His explanation is by no means satisfactory. - Onun açıklaması hiç bir şekilde tatminkâr değildir.

farout
{s} favourable
Türkçe - Türkçe
Tatmin eden, tatmin edici özellikte olan, uygun, doyurucu
(Osmanlı Dönemi) doyurucu, yeterli
tatminkâr